Kadının Düşmanı Erkek Değil, Düzendir
Gündem Son Sayımız Yazarlar

Kadının Düşmanı Erkek Değil, Düzendir

Allah (cc)’nin kanunlarının raflara kaldırılıp, beşeri kanun ve yasaların işlevselleştirildiği bu topraklarda, kadın cinayetlerinde ivme azalmayacak, aksine her zaman hız kazanacaktır. Çünkü beşeri sistemlerin temeli insan ürünüdür. Hata payı fazla olan bu sistemlerde, kadın cinayetlerini önlemek için verilen hiçbir ceza caydırıcı değildir. Eğer caydırıcı olsaydı şimdiye kadar katledilen her masum kadın için ‘‘bu son olsun’’ sloganı atılmazdı(!)

dua kadın

 

Hatırlayın 3 Mart 2009 gecesini? 17 yaşındayken Cem Garipoğlu tarafından katledilen Münevver Karabulut’u ve daha binlercesini…

Kadını cinsel obje olarak gören bu algı, yine insan ürünüdür. Kadını emanet olarak alan, (insan sınıfına sonradan girmeye çalışan tek hücreli canlılar) Allah (cc)’nin emanetine hıyanet etmiştir. Kadının düşmanı erkek değil, düzendir. Çünkü bu düzen kadına emanet olarak bakmayı asla öğütlemedi. Çünkü bu düzen kadına vurulmaması, dövülmemesi gerektiğini anlatmadı. Kadını erkekten koruyacaklarına ya da mor çatı altında toplayacaklarına, gidip erkeklere İslam’ı biraz anlatsaydılar kadınlar her gün ölüm korkusuyla yaşamazdı. Erkeği kadına eş kılan İslam dininden hiç bahsedilmedi. Çünkü bu düzen kadına gereken değeri vermedi. Sadece seçme ve seçilme hakkı, kadının çalışması vb. gereksiz şeylerle kadına değer verildiğini topluma aşıladılar. Kısacası bu düzen, toplumu dinsel değil, tensel bir evliliğe teşvik etti.

Allah (cc) “kısasta sizin için hayır vardır” buyurdu, insanoğlu kabul etmedi. Ne zamanki başımıza bir felaket gelse, Allah (cc) bizim için hayırlı olanı istiyor demek ki, demekten alıkoyamıyoruz kalplerimizi… Çünkü Allah (cc) ‘‘Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız’’ (Bakara Suresi/179) buyurmaktadır. Bu cinayetten önce idam cezasını gündeme getirmeye ve toplumdan bu kadar destek almaya kimsenin gücü yetmezdi. Ama şimdi herkes katil zanlısının idam edilmesini istiyor…

Özgecan Aslan cinayeti Türkiye’yi yasa boğdu. Kalplerin İslam’la beslenmediği bu dönemde, cinayet şekilleri insanın kanını dondurur derecesinde… İlahi kameraların varlığından haberleri olsaydı, bu bilinç kazandırılsaydı, vahşice planlanan bu cinayet işlenir miydi sizce? Hayatımızı beşeri sistemler dizginlemeye çalıştıkça/ kontrol altında tutmaya çalıştıkça, toplumun cinayetleri, hırsızlıkları, ahlaksızlıkları ve diğer bütün günahları hiç eksik olmayacaktır.

Çünkü bizler sadece bir cinayet işlendiğinde kadınları hatırlıyoruz.

Çünkü bizler bir çocuğa tecavüz edildiğinde çocukları hatırlıyoruz.

Çünkü bizler canımız yandığında canımızın yandığını hatırlıyoruz.

Başımıza bir felaket gelmeden, olayın boyutunu anlamıyoruz (!)…

Kadına şiddet geçmişten günümüze her zaman varlığını korumuştur. Toplumun aile yapısı İslami temellere dayanmadıkça sağlıklı bireylerin sayısında artışın olması imkansızdır.

Kadınlar güpegündüz sokak ortasında dövülüyorsa/öldürülüyorsa bunun sebebi, dinin sadece camilere, cuma namazlarına, bayram namazlarına veya türbelere giderken hatırlanıyor olmasıdır. Allah (cc)’nin istediği bir düzen olmadıkça bu cinayetler hiçbir zaman son bulmayacaktır. Ve Özgecan cinayeti ne ilk ne de son olacaktır… Kadına şiddetin son bulmadığı bu toplumda, Resulullah (sav) kadınlar hakkında şöyle buyurmaktadır:

‘‘Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allah (cc)’nin size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin.’’ (Müslim)

‘‘Hanımını döven, Allah’a ve Resulüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum.’’

Şehvet aromalı günahlar, nefislerin ürünüdür. İnsanoğlu, kadını Allah (cc)’nin emaneti olarak görmemekte aksine bir ihtiyaç aracı olarak benimsemektedir. Bir kadının en büyük kariyeri, cenneti ayakları altına almasıdır. Bu kariyeri kadına veren, İslam dinidir. Beşeri düzenlerin hiçbirinde kadına bu denli değer verilmemiştir.

Allah (cc) Kuran-ı Kerim’de : ‘‘Huzur bulmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratması, aranızda sevgi ve merhamet bağları oluşturması da Allah’ın varlığının delillerindendir. Gerçekten bunda düşünen bir toplum için alınacak dersler vardır’’ (Rum Suresi/21) buyurmaktadır. Ama toplum olarak ne yazık ki kadına değer verildiğini sanan yığınla kanun ve yasa varken bu ayeti düşünüp, ders alacak bireylerin sayısı çok az miktardadır. Çünkü kadın için en tehlikeli varlık, İslam’dan uzaklaştırılmış erkek genleridir.

İslam dini, kadının toplumdaki yerini ve önemini çok iyi ve sağlam bir şekilde belirlemiştir. Kadın, insan neslini doğuran ve yetiştiren kutsal bir varlıktır. Ama ne yazık ki kadınlar, doğurdukları erkekler tarafından katledilmektedir.

Son olarak, kadınlar bazı kötü niyetli kişilerin iddia ettikleri gibi; kişiliği olmayan, bu sebeple de kocaya tabi olmak zorunda kalan, kendisini yönetmekten aciz, aklı bir şeye ermeyen bir varlık değildir…

Selam ve dua ile…

 

GRUBA KATIL