Hayırlı Fırsat
Arşiv Genel Yazarlar

Hayırlı Fırsat

Hamd, kullarının kurtuluşu için çeşitli yollar belirleyen âlemlerin Rabbine; salat ve selam, vahiyle desteklenip insanların terbiye ve selameti için seçilip gönderilmiş resule; Allah’ın rahmeti, mağfireti, selameti de ona ittiba etmiş mümin ve müminelerin üzerine olsun.
Âlemleri, er-rahman ismiyle kuşatan Rabbimiz, el-mümin isminin tecellisiyle ona iman etmiş kulları için hayırda çok çeşitli vesileler yaratmıştır. Kullar, bu vesilelerle rablerine yaklaşır, onun rızası ve sevgisine muttali olurlar.
“Kullarıma benim; bağışlayan, merhamet eden olduğumu, azabımın can yakıcı bir azap olduğunu haber ver.” (Hicr, 49). Aynı zamanda azgınlıkta aşırıya giden, emrine başkaldıranlara karşıda can yakıcı azabın sahibi olduğunu bildirir.
Rabbimizin merhameti ve rahmeti gereği, bağışlasın merhamet etsin, diye açılmış rahmet kapılarından birisi de ramazan ayıdır. Ramazanın kelime manası, sözlükte “günün çok sıcak olması, güneşin kum ve taşları çok ısıtması, kızgın yerde yalın ayak yürümekle ayakların yanması” anlamlarındaki “ramad” mastarından veya “güneşin güçlü ısısından, çok fazla kızmış yer” manasındaki “ramda” kökünden türemiş; sıcak kum, yakıcı güneş anlamına gelir (TDV İslam Ansiklopedisi). Âlimler sözlük manasına dayanarak ramazana, günahları yakıp yok eden anlamını yüklemişlerdir.
Ramazan nedir ya da ne değildir?
Kur’an-ı mübin, Allah’ın kullarının hayatını düzenleyen, hayatlarının düsturu olsun, diye indirilmiş, kulluk kitabıdır. Öyle muciz bir kitaptır ki indiği yere ve indiği kişiye, değeriyle değer katar.
Kur’an-ı mübin, izzet ve değerinden dolayı, kendisini indirene şerefli elçi (Cebrail aleyhisselam), indirilen kişiye habibullah (sallallahu aleyhi ve sellem), indiği aya ramazan ayı, indiği geceye Kadir gecesi (bin aydan hayırlı bir gece) denir.
“Biz, onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır.” (Kadr, 1-3).
İman etmiş her fert, ne zaman onu yüreğine indirir, onun potasında erir, onun izzetiyle vasıflanır ise bulunduğu yerin izzetlilerinden olur.
Ramazan ayı, müminlerin senede bir kere de olsa madden ve manen resetlendiği aydır. Bu hayırlı fırsat, iman etmiş insanı, Allah’ın bir emri ile menedildiği yemek, içmek ve tüm şehvetlerden ayırarak asıl yaratılış gayesine dönmesine katkı sağlayan mübarek bir zaman dilimidir.
Bunların yanı sıra Rabbimiz, bu ayda insanı, elindeki nimetleri kullanma imkânına sahip olduğu hâlde onlardan mahrum bırakarak fakirleri, açları, mağdurları daha iyi anlayıp nimetler hakkında tahlil kapasitesini artırmasına yardımcı olur.
Bir Müslüman, Allah’ın rahmetinin çağlayan gibi aktığı bu ay içinde ümmetin inanç birliğinin artması ve o istikamet üzere rahmetinden pay sahibi olması için çabasını fırsata çevirmelidir.
On bir ayın sultanı dediğimiz bu ayda, bin geceye mukabil bir gecenin değerlendirilmesini, gücünün yetmeyeceği bir ömür dilimi sermayesine kavuşma nimeti bilmelidir. Hayırlı fırsatlar, Rabbimizden inanan kullarına hediyedir.
Efendimiz (aleyhisselam) bize, bu ayı nasıl değerlendireceğimizi tüm detayları ve inceliğiyle, hadisleri ve örnek hayatıyla açık ve net olarak bildirmiş ve öğretmiştir. Bu rehberlikten yaralanarak hareket etmeliyiz.
Kur’an’ın indiği bu ayı, Kur’an ile değerlendirip Kur’an’a çok zaman ayırmalıyız. Onu ezberlemeli, onun mübarek atmosferi içerisine girmeliyiz. Hedefi, insanın mutluluğu olan bu manzumeyi, çok iyi anlamaya mesai harcamalıyız. Onunla diyaloğumuzu, sadece ramazandan ramazana açarak, okuduğu hatim sayısını övünç kaynağı haline getirerek değil, onunla olan alakamızı tedebbüre, onu anlamaya, onunla tanışmaya ve onunla yaşamaya dönüştürmeliyiz. Özel indirilmiş fırsatları ancak onların kıymetini anlayanlar değerlendirebilir.
Müslümanlar üzerinde yüz yıllık plan, desise hazırlayan misyoner ve Siyonistler, tahrif edemedikleri kitabın kavramları üzerinde oynamış, o kavramları asıl mecrasından çıkarmaya çalışmışlardır. İslam’dan gerçek manada gafil olan müntesipleri üzerinde az da olsa başarılı olmuşlardır.
Dünyevi, geçici işlerini oldubittiye getirmeyen fasıkların, nefislere hitap edip “Örtün de nasıl örtünürsen örtün.” diyerek Allah’ın değişmez emirleriyle oynayarak farzı tarza dönüştürme çabalarını göz ardı edemeyiz. Bu emir üzerindeki tahribatı, ramazan ayı üzerinde de uygulamışlardır. Ramazan ayı gibi her zaman ele geçmeyen bu fırsatı, bu ayın içini de boşaltarak Müslümanlara sunmuşlardır. Gerçeğinden uzak kalan, aslını araştırmayan hazırcı bu yapı, kendilerine din adına ne sunulmuş ise din diye almış, kabullenmişlerdir. Ağzı bağlı hocaların fetvalarıyla sapıklıkları, bidatleri kuvvet bularak kabul görmüştür. Onun iniş gayesine ters olarak bu ayı, yemeğe ve eğlenceye davet ayına çevirmişlerdir.
Çocukluğumuzdan hatırlarız hatta hâlâ devam eder, imam adıyla devletin resmî memurlarından bazılarının senelik izinlerini alarak mahdut belirlenmiş bir ücret karşılığında kazanç kapısı olan hatim okuma seanslarına, ramazanda ev ev gezerek uyuyarak dinlediği bu hatimden tek kelime anlamayan kadınların günlerini doldurdukları bir ibadete çevrildiğine, gıybet ve yalanın kol gezdiği bir mahalle gezmesine dönüştürdüklerine şahit olmuşuzdur. Tabii ki çağ değiştikçe bid’atin, hurafenin boyutu da değişmiştir.
Ya da yeni ihdas edilen bir ibadet şekli ile ramazanı, Kur’an bilmeyenlerin her bir satırına bir ihlas okuyarak hatim yapmayı, “Oku da nasıl okursan oku, mealden de olsa oku.” diye fetva vermeleri. Dinini bilmeyen cahil ümmetin ağlanacak hâline vâkıf oluruz. Doğruyu anlattığınızda yeni bir din anlatıyor gibi yargılanır, yadırganırsınız. Bu muydu ramazan? Allah’ın hayırlı bir fırsat olarak indirmiş olduğu ay… Elbette ki hayır.
Ramazan, Allah’ın rahmet olarak ömrümüzün fırsatı olan; gecesi, gündüzü Allah’ın rahmet ve merhametiyle donatılmış, istiğfarın fazileti, gecelerin sırrıyla doldurulmuş ecir kapısıdır. Faydalanmak isteyenlerin, onu; yemek, eğlence, temizlik ayı olmaktan çıkarıp asıl hedeflenen amacına uygun icra etmeleri gerekir.
Her Müslüman’ın, “Son ramazanım olabilir.” gayreti ve azmiyle bu fırsatı değerlendirip kaçırmış olduğu boşlukları, onun ecriyle tamir edip doldurması temennisiyle…
En emine (cc) emanet olunuz.
Sümeyye DEMİRCİ

GRUBA KATIL