Peygamberimize (SAS) Mektup
Arşiv Genel Yazarlar

Peygamberimize (SAS) Mektup

Ey Allah’ın resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)! Seni, bu zamanda görmeyi o kadar çok isterdim ki! Ama inşallah cennette göreceğim. Şimdi burada olsan, şu koca evrende neler değişirdi, onu içtenlikle söyleyeceğim. Eğer sen, bu zamanda olsaydın insanların hâli nice olurdui? Şu anki insanların hâli bize yakışmıyor. Hep sorarım kendime, “İnsanlar neden böyle?” diye. Senin zamanında iman edenler fazlaydı hem de orada zulüm gördükleri hâlde. Biz ise hiçbir zorlama altında kalmadan iman etmekten sakınıyoruz ve cahilliğe yol alıyoruz.
Ey Allah’ın Resulü (sas)! Sen, dürüst ve güvenilir bir insandın. Sonunda zarar görecek olsan bile her zaman doğruyu söylerdin. Şu anki insanlara bakıyorum da ağızlarını hayra değil, yalana açıyorlar. Başkalarına yalan söyleyerek yanlış yapıyorlar ama farkında değiller. Sen, sabırlı ve kanaatkâr bir insan idin. Başına gelen olumsuzluklara ve yaşadığın zorluklara karşı sabrederdin. Bunları, Allah’ın bir imtihanı olarak görürdün. İnsanlar sabrın, inandığı hak yolda kararlılıkla yürüme azmi, sıkıntılara karşı dayanmak; kanaatkâr olmanın ise nimetin nasıl kazanıldığını bilmek, israftan kaçınmak ve tutumlu olmak anlamına geldiğini bilmezler. Öğretecek kimse olmadığı için, hayatlarını böyle sürdürerek kötü yolda ilerlerler.
Ey Allah’ın resulü (sas)! Sen, birçok hadisinde İslam’da samimiyete ve ihlaslı olmaya verilen önemi vurgulamıştın. Örneğin bir hadisinde, “Allah, sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” buyuruyorsun. Bu hadisinde, bize anlatmak istediğin şey, insanlar genellikle dış görünüşle ilgilenirler. Fakat Allah, bizim dışımıza değil, içimize bakar. Şu anda insanlar bunu anlamıyor, sadece dış görünüşle ilgilenip kalplerini kirletiyorlar. Peygamberim (sas), sen çocukların dostuydun. Kutsal kitabımız Kur’an-ı kerimin göz aydınlığı olarak nitelendirdiği çocuklara karşı yüreğin sevgi doluydu. Onları, sevgi ve şefkat ile bağrına basardın. Keşke şimdi de burada olsan ve Filistin’deki çocuklara sevgi ve şefkatini gösterebilseydin, onların şu an buna çok ihtiyaçları var. Şimdiki anne babalar, çocuklarına bile fazla zaman veremiyorlar.
Ey Muhammed Mustafa (sas)! Senin çocuklarını görmeyi çok isterdim. Fatıma’yı, Ümmü Gülsüm’ü, Zeynep’i, Rukiye’yi… Hayatım boyunca senin Hz. Ebubekir ile olan dostluğun gibi bir dostum olmasını isterdim. Senin annen gibi bir annem, senin baban gibi bir babam ve senin ömrün gibi bir ömrüm olmasını isterdim. Hz. Amine; iffetli, güzel ahlaklı, haya sahibiydi. Baban Abdullah, yaşasaydı çocuklarını samimi ve içten bir şekilde sevecekti büyük ihtimalle.
Rabbim! Sen; cömert, ikram sahibi, ahdinde ve vaadinde sabit, her türlü medh u senaya layıksın. Sana hakkıyla medh u senada bulunmak isterdim.
Ey Allah’ın resulü (sas)! O zamanlarda insanlar, yaşadıkları tüm zulümlere rağmen, Allah’ın farz kıldığı ibadetlerden biri olan namaz ibadetini yerine getiriyorlardı. Hatta bir gün mescitte namaz kılarken Hz. Ömer’i sırtından bıçaklamışlardı. Başka bir gün de Hz. Ali, savaş sırasında bacağından oklanmıştı. Hekim geldiğinde Hz. Ali, “Ben namaz kılarken siz oku çıkarın, böylece ağrıyı hissetmem.” demişti. Hekim de kabul edip Hz. Ali’nin namaz kılmasını bekledi. Bekledikten sonra Hz. Ali, namaz kılarken hekim bacağındaki oku çıkardı. Hz. Ali, namazını bitirdi ve “Oku çıkarttınız mı?” diye sorunca çok şaşırdılar. Ben bunu, o dönemdeki insanların bir kısmının namaza verdiği önemini söylemek için anlattım. Fakat bu döneme bakarsak insanlar, tek bir namaz vaktine beş on dakika ayırmak yerine, haram ve yanlış işlere daha fazla vakit ayırıyorlar. Eğer sen olsaydın insanlar, namaz kılmaya daha çok önem verirlerdi. Oysaki sonunda cennete gireceklerini ve orada istediklerini yapabileceklerini bilmiyorlar. Cehennemdeyse amcan Ebu Leheb gibi yanacaklarını tahmin bile edemiyorlar.
Ey Allah’ın resulü (sas)! Gel de kurtar bizi, bu cahillikten. İnsanlar, ahlak nedir bilmez, kulluk nedir anlamaz; anlatmak isterim, dinleyen olmaz; dinleyenin de umurunda olmaz. Keşke burada olsan, insanlara anlatsan, kulluk nedir bilseler. Ve hepsi beraber cennete gitseler.
Sümeyye Sena PALA

GRUBA KATIL