Haşim (Peygamber Efendimizin Büyük Dedesi)
Genel Gündem Son Sayımız

Haşim (Peygamber Efendimizin Büyük Dedesi)

Mehmet SILAY

Haşim, Abdulmuttalib’in babasıdır. Asıl adı Şeybe olan Abdulmuttalip Resulullah’ın çocukluğunda kendisine şefkatle bakan, koruyan ve yetiştiren dünyanın en mükemmel ve en şefkatli dedelerinden biridir. Resulullah’ın babası Abdullah ile Hz. Ali Efendimizin babası Ebu Talib’in de dedeleri olan Abdulmenafın oğlu Haşim, çok çalışan, çok kazanan, üretken ve cömert bir tüccardır. Daha önemlisi Haşim aynı zamanda Kâbe’nin muhafızıdır.

Haşim’in asıl adı hükümdar anlamına gelen Amr’dır. Amr yani emreden.

Soyu İsmail peygambere, dolayısıyla İbrahim aleyhisselam’a kadar uzanır. Babası Abdulmenaf’ın altı kızı ve dört oğlu vardır. Haşim Abdulmenaf’ın büyük oğludur.

Arabistan’da kıtlığın hüküm sürdüğü yılda Suriye’den getirdiği ekmekleri kırarak, kırıp ufalayarak tirit ve çorba yapıp uzak ülkelerden gelen Hacılara ikram ettiği için Haşim unvanıyla anılmaya başlanmış. Haşim kıran, ufalayan, avam tabiriyle haşat eden demektir.

Çok gezen, uzak ülkelerin ticari ve siyasi otoriteleriyle temas kurup, anlaşmalar yapan güvenilir bir diplomattır. Hac ibadetiyle ilgili düzenlemeler yapmıştır.

Hacıların ve Kureyş kabilesinin su ihtiyacını karşılamak için Mekke’de iki büyük kuyu kazdırdı. Haşim, Hac mevsiminde Mekke kuyularından develerle tuluklar içinde su taşıtmış, zemzem kuyusunun yanında deriden yaptırdığı bir havuza doldurup hacıların su ihtiyaçlarını karşılamıştı.

Haşim bu gayretleriyle hem kendi kabilesi, hem de komşu ülkeler nezdinde büyük itibar ve güven kazandı.

Haşim’den önce Kureyş’in ticareti Mekke ve yakın çevresiyle sınırlı idi ve bütün gelirleri Kâbe’yi tavafa gelenlerin getirdiklerinden ibaret idi.

Kureyş kervanları bir ticari deha olan Haşim’le birlikte tarihi bir atılım ve açılım yaparak dünyanın en zengin ülkelerine kadar uzanabilmiş.

İran’a kadar giden Haşim, Kureyş adına Sasanilerle, Yemen’de Himyerilerle, Kızıl denizi aşarak Habeşilerle ve yol boyunca yurtlarından geçmek zorunda olduğu aşiret ve kabilelerle kurduğu ticari ve diplomatik ilişkilerle güven içinde ticaret yapmayı başlatmış ve sürdürmüş.

Anadolu ve Suriye hâkimi Bizans İmparatoru 1. Leon ve Busra merkezli Gassani melikiyle anlaşmalar yaparak Kureyş kervanlarının Anadolu içlerine kadar serbestçe ticari seyahatler yapmalarını sağlamış.

Kureyş suresinde vurgulandığı gibi Kureyş kabilesinin yaz ve kış yılda iki defa kervanlarla ticari seyahat yapmalarını gelenek haline getiren Haşim olmuştur.

Haşim’in ölümünden bir asır sonra Mekke’de nazil olan Kureyş suresi bu olayı örnek verir.

“Kureyş kabilesi güvenliği sağlanıp, kışın Yemen ve yazın Şam seferine alıştırıldığı ve başkalarıyla uzlaştırıldığı için, şu beytin Rabbine kulluk etsinler. O Rab ki, onları Kâbe hürmetine aç iken doyurdu ve kendilerini güvene kavuşturarak korkudan emin kıldı.”

Haşim hazırladığı kervanlarla kışın Yemen’e ve deniz aşırı bir yolculuk olan Habeşistan’a kadar giderdi. Yazın ise Suriye ve Anadolu’nun kalbi olan Ankara’ya gelip ticaret yapardı.

Haşim Mekke’de doğmuş, Medine’de evlenmiş ve 497 yılında Filistin’in Gazze şehrinde vefat etmiş. Mezarı Gazze’dedir. Haşim’in Arabistan çevresindeki ülkelere seyahatleriyle, neredeyse ziyaret etmediği memleket kalmamış.

Haşim, o günkü adı Yesrib olan Medine’de baba dostu ve şehrin en itibarlı ailesi Neccaroğullarından Selma hanım ile evlendi. Anadan öksüz, babadan yetim kalan Muhammed ibni Abdullah’a şefkatle bakan dedesi Abdulmuttalib, Haşim ile Selma’nın oğullarıdır. Daha sonra Selma hamile kaldığı takdirde doğumun kendi ailesinin yanında olmasını nikâh esnasında şart koştuğu için çocuğunu Yesrib’de dünyaya getirdi.

Haşim’in Abdulmuttalib’den başka üç oğlu ve dört kızı daha vardı. Abdulmuttalip babası Haşim’in Gazze’de ölümünden sonra sekiz yaşına kadar Medine’de kalmış. Ancak amcası Muttalib tarafından Mekke’ye getirildi. Devesinin terkisinde şehre girerken ona Muttalib’in kulu anlamında Mekkeliler Abdulmuttalib dediler. Onun esas adı Şeybe’dir.

Haşim, Habeşistan’ın büyük panayırlarında serbestçe ticaret yapabilmeleri için de Necaşi’ye bir mektup gönderdi. Afrika’da Kervan yolu üzerinde yaşayan kabilelerle ticari anlaşmalar yaptı. Kureyşliler bu kabilelere ait malları Bizans ülkesine götürüp satarlardı. Parasını masraf almadan kendilerine teslim ederler, buna mukabil kendileri de Kureyş kervanlarının yol emniyetini sağlarlardı.

Haşim bir ticari dehadır. Hem Arabistan’daki aşiretler arasında, hem de komşu ülkeler nezdinde büyük itibar sahibidir. Uzak yakın demeden ekonominin canlı olduğu her ülkeye kervanbaşı olarak bizzat gitmiş, sosyal ve ekonomik yapıları incelemiş, yetkililerle görüşmüş ve anlaşmalar yapmış.

Bizans İmparatoru, Habeş Kralı, İskenderiye Patriği, İran, Yemen, Körfez ülkeleri, Suriye ve defalarca Ankara’ya gelmiş. Maksadı Kureyş kervanlarının vergi muafiyeti, serbest dolaşım ve güvenliklerinin anlaşmalarla garanti altına alınması olmuş.

Ümeyye bin Abduşşems, amcası Haşim’in Kâbe muhafızı oluşunu kıskandı. Hatta Haşim’i nüfuzunu kıskanarak onu müsabakaya çağırdı. Araplarda neseb, şan ve şeref konusunda övünmeye Münafere denirdi.

İşte Münafere denilen yarışta Ümeyye kaybetti, yenildi. Kararlaştırılan şarta göre Haşim’e elli deve verdi ve on yıl Mekke’den uzak bir şehir olan Şam’da ikamete mecbur edildi. Şarkiyatçılara göre bu olay amcazade olan Haşimilerle Emeviler arasındaki mücadelenin ilk safhasıdır.

Haşim, Resulullah’ın doğumundan 74 yıl önce Mısır ile Suriye arasında seyreden ticari seyahat sırasında Gazze’de 497 yılında vefat etti. Mezarı Gazze’dedir.

Kaynaklara göre Nur-u Muhammedi ile defalarca Ankara’ya ve Anadolu’ya kervanlarla gelen Haşim bin Abdulmenaf, Kureyş kervanlarının Bizans şehirlerinde serbestçe ticaret ve ticari seyahatler yapmasını sağladı.

NOT: Bu yazı Genç Birikim dergisinin Mayıs 2013  sayısında yayımlanmıştır.

 

 

GRUBA KATIL