Mustafa Kemal ve ekibi tarafından padişahlığın, babadan oğula geçmesinden dolayı Osmanlı yönetimi sürekli eleştirilmiş ve halen de eleştirilmeye devam edilmektedir. Oysa kendileri, Osmanlı yönetimine rahmet okutacak tarzda ‘tek adam’ iradesine dayalı otoriter bir rejim kurmuşlardır. Bu rejim, Tek Adam’ın/Ebedi Şef’in ortak/şerik kabul etmez iradesinin egemen olduğu bir rejimdir; kuruluşundan kısa bir süre sonra başta en yakın silah arkadaşları olmak üzere her türlü muhalefet, hatta muhtemel/potansiyel muhalefet bile bütünüyle yok edilmiş, en masum itiraz ve isteklerin gündeme getirilmesi bile yasaklanmıştır. Takrir-i Sükûn Kanunu ve terör aygıtı haline dönüşen İstiklal Mahkemeleri ile estirilen baskı ve korku ile tam anlamıyla bir korku cumhuriyeti oluşturulmuştur. Tek Parti yönetimi denilince özellikle de 1923-1938 yılları arasında olup bitenlerin -hatasıyla sevabıyla- tek sorumlusu M. Kemal’dir. Çünkü milletvekillerini, başbakanları, ordunun her kademesindeki -üst- komutanlarını, tayin eden M. Kemal’dir. M. Kemal, asla karşısında itiraz ya da muhalefet istememiştir; genellikle ‘evet paşam, hay hay paşam’ diyenleri yönetimde ya da sofrasında bulundurmuştur. İtiraz edenleri ise ya Ali Şükrü Bey gibi bir suikastla ya da Kazım Karabekir ve arkadaşları gibi idamla yargılamakla susturmuştur.
Cumhuriyet döneminde ilk darbe de ilk faili meçhul cinayetler de bu dönemde gerçekleşmiştir. İslam’ın ve Müslümanlığın vicdanlara hapsedilmesi, bireysel görünürlüğünün bile yasaklanması bu dönemde olduğu gibi toplu katliamlar da bu dönemde olmuştur: Koçgiri katliamı (1921), Şeyh Said katliamı (1925), Zilan deresi katliamı (1930), Dersim katliamı (1937) ve Menemen katliamı (1930) gibi!..
Arşiv
Duyurular
Foto Galeri
Genel
Gündem
Araştırmacı-Yazar Ali KAÇAR’ın Mayınlı Tarlada Konuşmak Başlıklı Kitabı Çıktı
- by Genç Birikim
- 03 Nisan 2023
- 0 Comments
- 0 Views