Bugün eğitim dendiğinde akla gelen sistemler, çoğunlukla Batı merkezli paradigmalar üzerine inşa edilmiştir. Ancak Müslüman bireylerin zihnen ve ahlaken inşa edilmesi, yalnızca teknik bilgi aktarımıyla değil, aynı zamanda değer merkezli bir eğitimle mümkündür. Müslümanca bir eğitim, insanı sadece “meslek sahibi” değil, aynı zamanda “emanet bilincine sahip bir kul” olarak yetiştirmeyi hedefler. Peki, bu nasıl başarılabilir?
Bugün eğitim, bilgi aktarmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. İnsan inşası, sadece zihinle değil, kalple ve ruhla olur. Ne var ki mevcut eğitim sistemleri, insanı çoğu zaman sadece ekonomik bir varlık olarak ele alıyor. Oysa Müslümanca bir eğitim, insanı Allah’ın halifesi olarak görür; onun fıtratına uygun bir terbiye süreci sunar. Peki, Müslümanca bir eğitim nasıl inşa edilir?
Her şeyden önce eğitimin amacı yeniden tanımlanmalıdır. Müslümanca bir eğitim, insanı sadece sınavlara değil, hayata hazırlar. Bilgiyi, araç; ahlakı ise temel kabul eder. “Oku” emrinden hareketle başlayan bir medeniyetin çocukları olarak okumanın sadece kitapla sınırlı olmadığını bilmemiz gerekir. Evreni, insanı ve kalbi de okumak gerekir.
İkinci olarak eğitimcinin rolü gözden geçirilmelidir. Müslümanca bir eğitimde öğretmen, sadece bilgi veren değil, aynı zamanda örnek olan şahsiyettir. Yaşantısıyla, tutumuyla ve ahlakıyla bir modeldir. Bu yüzden eğitimde bilgi kadar, hikmet de önemlidir. Hikmetten yoksun bilgi, insanı faydalı kılmak yerine, kibirli hâle getirebilir.
Aile ise bu sürecin ilk halkasıdır. Okuldan önce çocuk, annesinin kucağında ve babasının sözlerinde eğitim alır. Evinde dua eden bir çocukla ekran karşısında büyüyen bir çocuk arasında büyük farklar vardır. Ailede başlayan bu eğitim, okulda istikamet bulmalı, camide ruh kazanmalıdır.
Müslümanca bir eğitim için müfredat da yeniden düşünülmelidir. Kur’an ve sünnet merkezli bir eğitim anlayışı, hayatın her alanına dokunmalıdır. İslam tarihi, sadece olaylar dizisi değil; aynı zamanda bir karakter eğitimi örneğidir. Ashabın hayatı, çocuklarımıza sadece geçmiş değil, birer ideal sunmalıdır.
Son olarak unutulmamalıdır ki eğitim, sadece gençleri değil, tüm toplumu ilgilendirir. Bir nesli ihmal eden toplum, geleceğini kaybetmeye mahkûmdur. Müslümanca bir eğitim, sadece bireysel başarıyı değil, ümmet bilincini de inşa eder.

Follow