Her nefis ölümü er ya da geç tadacaktır (21/35)
“Ecel gelince, ne bir an geri kalınabilir ne de bir an öne alınabilir.” (7/34)
Kıymetli bir dost, bir arkadaş, bir kardeşti Erdal Bayraktar!
Kendisiyle yanlış hatırlamıyorsam 1980 yılının ikinci yarısında tanışmıştım. Kayseri’de Orduevi’nin yakınlarında Bilgi Kitap Kulübü vardı, orayla ilgileniyordu. Güler yüzlü, sıcakkanlı idi. Ondan sonraki yıllarda ise çokça görüştük ve irtibatımız hiç kesilmedi.
Erdal kardeşi tanıdığım günden bu yana okumayla, kitapla ve gençlerle irtibatını hiç kesmedi. Kitaplarla bağlantısı her daim çok canlıydı. Kitap dünyasını yakinen takip ediyordu. Çıkan her kitaptan ziyade kendisine yeni bir şeyler verecek ya da gençlere yeni ufuk kazandıracak kitapları tercih ederdi. Okuyan, okuduğunu yaşamaya çalışan ve başkalarıyla da paylaşan biriydi. Gençlerle yüz yüze ya da online sohbet yapmasına ve gençlerin yetişmesine fiziksel engeli, engel teşkil etmiyordu. Yurt içi ve yurt dışı sohbetlerine hastalığına rağmen devam ediyordu. Hastalığına rağmen gençlerle olan sohbetine ara vermemişti.
Her telefon konuşmamızda okuduğu, hoşuna giden kitap ya da makalelerden bahseder, konuşurken adeta özetini çıkarıyordu, bana da tavsiye ediyordu.
Erdal kardeş engelliydi, bir yerden bir yere gitmek için başkasına ihtiyaç duymaktaydı. Çünkü dört tekerlekli bir sandalyede hayatını devam ettirmekte idi. Uzun bir süreden beri böyle bir hayat yaşıyordu. Ama halinden şikâyetçi olduğunu hiç görmedim ve duymadım. Bunun bir imtihan olduğunu biliyor ve Rabbinden gelene tam bir teslimiyetle boyun eğmişti. Bu hayatı, İslami çalışmalarına engel olmadığı gibi yazmasına, okumasına da engel olmamıştı. Diri ve canlı bir zihne sahipti. Engelliydi ama sağlıklı, tanınan ve bilinen birçok insandan daha çok gayret göstermekteydi. Zaman zaman Kayseri dışına gezi de yapıyor, çeşitli çevre ve isimlerle görüş alışverişinde bulunurdu. Bir defasında Diyarbakır’da karşılaştım, bir arkadaşıyla birlikte üniversite tarafına gittik. Üniversiteyi Diyarbakır’da okumuştu, yol boyunca okuduğu yıllara ait hatıralarını anlatmıştı bize!
Evinde zengin bir kütüphanesi vardı. Kayseri’ye her gittiğimde evine uğramaya çalışırdım. Bir araya geldiğimizde de İslami çalışmalar ve Müslümanların içinde bulunduğu durumla ilgili konuşmaya çalışırdık. Telefon üzerinde yaptığımız konuşmalarda da benzer konuları konuşur, çalışmalar konusunda birbirimize tavsiyelerde bulunurduk.
Bir zamanlar aylık dergimiz Genç Birikim’de de yazı yazıyordu. Kalemi de zihni gibi güçlü ve diriydi.
Gazze dolayısıyla çok üzülüyordu. Müslümanların dağınıklığı, vahdet oluşturamayışları dolayısıyla da çok üzülüyordu. En son vefatından bir hafta önce telefonla görüşmüştüm. Sesi hiç iyi gelmiyor ve hasta olduğunu söylüyordu. Zaten kısa bir süre önce de ameliyat olmuştu.
Cenazesine katılamadım. Taziyesine gittim. Oğlu Hamza ile görüştük. Daha sonra yenge hanımla ve kızıyla damadıyla görüştük.
Erdal Bayraktar, iyi bir dost, iyi bir arkadaş ve iyi bir kardeşti!
Başta yenge hanım olmak üzere ailesine Cenab-ı Hak’dan sabr-ı cemil, hayırlı ve sağlıklı ömürler diliyorum.
Erdal kardeşimize de Rabbim rahmetiyle muamele etsin. Bizleri de kendisiyle birlikte cennetinde buluştursun İnşaallah!
Arşiv
Genel
Yazarlar
Değerli Dostum, Kardeşim Erdal Bayraktar
- by Genç Birikim
- 16 Kasım 2025
- 0 Comments
- 0 Views

Follow