TEŞEKKÜR,
Müslümanlar olarak her şeyin sıradanlaştığı, anlamını -neredeyse bütünüyle-yitirdiği bir ortamda yaşıyoruz. Hayatın ve ölümün adeta anlamsızlaştığı ya da fululaştığı bir dünya! Bu dünya, bir Müslümanın hoşlanarak yaşamak istediği ve arzuladığı bir dünya değildir. (29/64) Çünkü hayat sadece bu dünyadan ibaret değildir. Bu dünya hayatından (Hayâtu’d-Dünya) sonra Dârü’l-âhire’de geçecek ahiret hayatımız (hayâtü’l-âhira) vardır ve orası asıl kalıcı olan, ebedi olarak yaşayacağımız yerdir. (87/17;93/4) Çünkü içinde yaşadığımız bu dünya geçici/fani bir dünyadır. (40/39) Allah Resulü (as)’ın da belirttiği gibi, dünya hayatı bir ağacın gölgesinde gölgelenmek kadardır.
Rabbim, bu dünyayı, imtihanı kazanacağımız ya da kaybedeceğimiz bir yer olarak yaratmıştır (76/2). Allah Resulü (as) da “Dünya ahiretin tarlasıdır” diye buyurmuştur. Bu dünyada işlediğimiz zerre kadar hayır ya da şerrin karşılığını göreceğimiz (99/7-8) yer ise Ahiret yurdudur. Burada hoşlanacağımız hayatı yaşamak (101/7) için, dünyadaki imtihanı kazanmak ya da kaybetmek de bize bırakılmıştır. Zaten sahip olduğumuz şeyleri anlamlı hale getirecek olan da bu imtihan için gösterdiğimiz çaba ve gayretlerimizdir. Çünkü yüklenip ahirete götüreceğimiz amellerimizden başka bir şeyimiz de yoktur.
Bundan dolayı ölümü ve hayatı, güzel amel/amel-i salih işlememiz için yaratan Rabbimiz, bize verdiği her şeyden dolayı bizleri imtihan edeceğini de belirtmektedir (67/2; 102/8; 21/35).
Ölüm, her birimize er ya da geç mutlaka geleceğine göre (21/35) hayatımızı, ölüm sonrası hayata göre düzenlemek aklın gereğidir. Peygamber (as) da, ‘akıllı olan insan, ölümü hatırlayan ve ona hazırlanandır’ diye buyurmuştur. Ölüm meleği (Melek-ül-mevt) (32/11) de her an bize geleceğine göre kendimize kabir değil, kendimizi kabire hazırlamalıyız. Çünkü orası ya ‘cennetten bir bahçeye’ ya da -Allah korusun- ‘cehennemden bir çukura’ dönüşebilir. Bu, bizim bu dünya tarlasında işlediğimiz ameller bağlıdır. Rabbim her birimize hayırlı ömür ve hayırlı ölüm nasip etsin İnşaallah!
Rabbim, her birimizi ve Müslüman olarak ölmüş, eşimiz, dostumuz, akrabalarımız ve tanıdıklarımıza rahmet eylesin ve merhametiyle muamele etsin.
Ve her birimizi ‘Nebiler, Sıddıklar, Şehidler ve Salihlerle beraber eylesin (4/69; 3/53) İnşaallah!
Kayınvalidemin vefatı nedeniyle telefon eden, mesaj gönderen ve bu sıkıntılı ve yasak günlerde cenaze defni esnasında bizimle birlikte olan, acılarımızı paylaşan -bayan ve erkek- bütün kardeşlerimizden Allah razı olsun ve bu amellerinin karşılığında bol bol ecir versin İnşaallah!
31.01.2021 Ali KAÇAR
Follow
