Suud’un firavunları,Ezher’in bel’amları derken şimdi de Mısır’da yaşanan son olayları değerlendiren Türkiye sözde Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz Mursi’nin gitmesine sevindiğini söyledi.
Emperyalist sömürgelerin; kimliğimizin, kişiliğimizin, yaşam tarzımızın, değerlerimizin üzerine leş kargaları gibi üşüştüğü bir dönemde, Müslümanların yaşadığı topraklardaki fikri ve fiili işgal sürerken, işgalciden ve onun sinsice dönüştüren necis hilelerinden daha fazla, kardeşlerinin yanlışlarını gündemleştirenlerin, fitne ortamını körüklediklerini açıkça idrak etmeleri gerekirdi.Allah düşmanlarının gasp ve tecavüzlerine maruz kalmış Müslümanların yanında olmamak, daha da ileri giderek tam tersi bir istikamette, Allah düşmanlarının Müslümanlara yaptığı zulümlerine katkı sunar gibi ‘onlarda bunu hak etmişti canım’ dercesine fikirler beyan etmek,veya onları tervic ve teşvik etmek; Allah’ın müminler için vasfettiği vasıfların hakkını vermemek olur.Bundan dolayı müminler, bir kısım hataları olsa dahi; Allah’ı ve Resülünü seven kardeşlerinin, (hiç olmazsa kalben) yanında olmaya, büyük özen göstermeli ve onların hayrı için dua etmelidir.
Özgündüz: Mısır’da İhvan yönetimi gitti. Ülkemizde kimileri seviniyor, kimileri de ateş püskürüyor. Ben kişisel fikrimi diyorum, sevindim. Askerin ihtilaline sevinmedim, Mursi’nin gitmesine sevindim. Mursi için camileri, cumaları kullanmak, bildiriler falan hazırlamaya değmez. Bu adam Pentagon’dan daha iyi korunan NASA’nın bir çalışanıydı. Özgürlük, istiklal, İsrail’e ölüm Filistin’e kurtuluş sloganları ile milletin oyunu aldı. Yaklaşık bunun payına düşen oy yüzde yirmi civarındaydı ama biliyorsunuz seçim oyunları ve Amerikan entrikaları araya girince yüzde yirmiler yüzde seksene hükmediyor. Yönetime geliş yıldönümünü kutlamaya hazırlanırken gitti. Yüz günde yerine getireceği vaatlerin yılı dolmasına rağmen hiçbirini yerine getirmedi.
Namübarek’i düşürenin üç katı insan yine aynı Tahrir Meydanı’na toplandı ve Mursi’ye git, dedi. “Beni sandık getirdi, sandık götürür” değil. Seni bu halk getirdi halk da götürür. Halk verdiği vekaleti lağvetti. Onlar senin verdiğin vaatlere göre vekalet vermişti, sen hepsinin tersini yaptın. Halk sana, her istediğini yap, sen bizim artık Tanrımızsın, hepimizi koyun sürüsü yerine koyacaksın, diye bir hak vermedi. Böyle bir hakkı hiçbir seçim hiç kimseye vermemiştir.
Mükemmel bir halk devrimi yapıldı. Ordu baktı ki üç beş tene yobazla bunlar birbirine girecek. Daha da kan akmasın diye el koydu ve “Bu duruma bir hakem gibi el koydum ama ben yönetmeyeceğim ülkeyi. Benim işim ülkeyi yönetmek değil, anayasa başkanının başkanlığında teknokrat hükümeti oluşsun, istediğiniz hükümeti siz seçin başa getirin.” dedi. Ben burada bir anormallik görmüyorum. Mursi zaten sarayı bırakıp kaçmıştı. Mursi kafasına göre yasalar ve uygulamalar, azletmelerle meşgul idi. Ülkenin refahı, milletin birlik dirliği ile ilgileneceğine mezhepçilik yapıyordu. Kaç tane Hıristiyanı yaktılar, öldürdüler. İslam’ın imajını berbat ettiler. Sonuçta da onu getiren güç üç kat artarak gönderdi.
Ahmed Kerime: Müslüman Kardeşler örgütünü dinden çıkmakla suçladı.
El Alem televizyonunun haberine göre Ezher Üniversitesi Fıkıh bölümü öğretim üyesi Ahmed Kerime, konsey adına yaptığı yazılı açıklamada Müslüman Kardeşlere ağır suçlamalarda bulundu.
Ülkede yaşanan zararın karşılanması için Müslüman Kardeşlerin ve üyelerinin mal varlıklarına el konulmasını isteyen Kerime, Müslüman Kardeşler’in dinden çıktığı iddiasını İslami kaynaklarda Peygamber’den haricilerle ilgili nakledilen hadislerle gerekçelendirdi.
Kralı Abdullah: Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdulaziz, “Mısır’ı teröre karşı savaşında desteklediğini” açıklayarak, “Mısır’ın içişlerine karışarak fitneyi ateşlemeye çalışanlar karşısında Mısır’la birlikte duruyoruz” ifadelerini kullandı.
Vahdet Haber’den İktibas
Follow
