İnsan Bu…
Arşiv Genel Yazarlar

İnsan Bu…

Hamd, övgü, sena, teşekkür âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah’a; salât ve selam da biricik örneğimiz, rehberimiz, önderimiz, öğretmenimiz olan Hz. Muhammed’edir.
***
İnsan, evvela Rabbinin halifesi olarak ün salmalıdır. O’nun sınırlarına riayet edilerek geçirilen hayat, insanın kazançlı çıkmasına sebep olacaktır. Yüce Allah’ın isimleri, insanın fıtratına, özüne nakşolunmuştur. İnsan, kendini bu isimlerle tanıyabilir, tanımlayabilir. Fıtratına, yaratılışına uygun yaşayabilmesi için esmau’l-hüsna’yı içtenlikle özümsemelidir insan.
İnsan, kendine en büyük ve en ezeli düşman olarak şeytan aleyhillaneyi bilmelidir. Şeytanın düşmanlığına karşılık, o da ona doğru ve ona karşı düşmanlık beslemeli, düşman kesilmelidir. Düşmana karşı sessiz kalmamalı, pısırık davranmayıp onu alt etmenin çarelerini bulmalıdır insan. O, ilk olarak insanların ilklerini (Hz. Âdem ve Havva validemizi) kandırmış ve ayaklarını kaydırıp Rablerine karşı mahcup etmiştir onları.
İnsan, hayatının ışığı ve rehberi olan Allah Teâlâ’nın kelamı Kur’an’la buluşmayı, anlaşmayı iyi bilmelidir. Kur’an, anlaşılmak ve yaşanmak için gönderilmiştir. Toplumun genelinde yaygınlaşan okumayı, “sadece yüzünden okumak” olarak anlama, uygulama algısını değiştirmelidir. Ve insan, bunun şuurunda olarak hayat sürmelidir.
İbadetleriyle hayatını anlamlandırmayı, renklendirmeyi de bilmelidir insan. Özellikle de namazına dikkatler üstü dikkat etmelidir. Zira namaz, aşırılıklardan ve kötülüklerden alıkoyar insanı, hakkıyla ikame edeni. Allah Teâlâ, insana, ilim ve hikmet gibi nurlar bahşetmiştir. İnsan, o nurlarla yürümelidir. Onlarla nurlandırmalıdır hem çehresini hem de çevresini. Onlarla onurlanmalıdır.
İnsandan tevbeli olması istenmiştir. Çünkü o, eksiktir, acizdir ve hataya meyillidir. Hatasız kul olmaz ya, işte o kul, tevbesiz de olmamalıdır. Ayrıca pişmanlık yaşamalıdır, kendini ayıplamalıdır yapıp ettiklerinden ötürü. Onlara bir daha dönmemek için, tertemiz bir ömür sürmek için çaba göstermelidir.
İnsanı, Rabbi katında kıymetli, değerli, anlamlı ve ayrıcalıklı kılan, duası vardır bir de. Dua, Rabbiyle dertleşmesidir insanın. İnsan, dertsiz olamayacağına göre duasız da kalamaz. Derdini, Rabbine sunmayı bilmelidir yani dua etmelidir insan, dua derlemeli, dua demetlemelidir her dem yeniden.
Donanım sahibi olarak yaşamak yakışır insana. Bilgiye önem vermelidir. Bilmek yani ilim sahibi olmak, insana ait en soylu, insana yakışan en güzel erdemlerdendir. Bu erdemi sahiplenme ve taşıma cesaretini gösterebilmelidir insan.
Yüce Allah’ı hesaptan çıkarmadan, unutmadan hayatının her zerresinde ve her anında olduğunu hatırlayarak ayakta durmalıdır insan. Akıl gibi büyük bir nimete malik olduğunun farkındalığıyla, Rabbiyle olmayı öğrenmelidir.
İnsana kocaman bir hazine olarak sunulmuş olan zaman yani ömür, insan için paha biçilmez bir değer, benzeri bulunmaz bir hazinedir. İnsan, zaman bilinciyle yaşamalı ve ömrüne sahip çıkmayı başarabilmelidir; başarıların en büyüğü olarak bunu bilmelidir.
Rabbanî bir şahsiyet olabilmek için, vahyin öngördüğü ilkelerle hareket etmelidir insan. Şeytanî hiçbir vasfı taşımamalıdır. Ve özellikle de insanlara karşı kibir yüklü olmak, büyüklenmek affedilmez bir günahtır insan için. Aynı zamanda da şeytanî bir davranıştır, hastalıktır bu. Bu durumdan ve dahi tuzaktan uzak durmalı ve acizliğini hatırlamalıdır insan.
Toplumsal, kapanmaz bir yara olan ve sadece söyleyenini etkilemekle kalmayan kor bir alevdir yalan! İnsan, olabildiğince berî durmalıdır yalandan. Sonucu ve pahası ne olursa olsun asla ve asla yalana yeltenmemelidir. İlk yalanı ve dolandırıcılığı, şeytan aleyhillane yapmıştır. Onun adımlarını izlememelidir insan, düşmanının vasfını taşımamalıdır. İstiaze ile taşlamalıdır şeytanı.
İnsanın kendisi için belirleyeceği en önemli ve öncelikli şiarlarından birisi de ölçülü, dengeli ve adaletli davranmasıdır. Hırs, öfke ve çekemezlik gibi insanî ilişkileri ve insanlar arasındaki huzuru bozmaya kasteden davranışlar, insanî bir özle bağdaşmayan davranışlardır. İnsan; alırken, satarken, konuşurken, tartışırken hep ölçülü, dengeli, adaletli, hakka ve hukuka dayalı tavırlar sergilemeyi bilmelidir.
İnsan; sözüne sadık, ahdine vefalı ve güvenilir olmayı mühim bir kişilik olarak görmeli/kabul etmelidir. Vefalıların en vefalıları şüphesiz yüce Allah ve peygamberimiz Muhammed Rasulullah’tır. İnsan da Allah’ın halifesi olmasından ötürüdür ki, en vefalı olmalı ya da öyle olmanın yollarını aramalıdır.
Kaybetmeye, unutmaya, boş vermeye değil; kazanmaya, sevmeye, hatırlamaya kucak açmalıdır insan. Hatırlayan hatırlanır; seven sevilir. İnsan, hep hatırlamalı ve hep sevip sevdirmelidir. Kendisine emanet edilenleri koruyup gözetmeli, verdiği sözlere ve yaptığı anlaşmalara sadık kalmalıdır. Asla yarı yolda koymayan ve daima yol açıp yol bulan, yol bulduran olmalıdır.
İnsan, iyi olan ve iyi için gayret sarf edendir. Kötüyü ve kötülükleri yok etmenin savaşımını vermekle mes’uldür. Kendisinin iyi olması ve iyi olarak kalması yetmez, iyilik furyası da oluşturmalıdır insan. Ve kötülüğün, münkerin, fahşanın kökünü kurutmalıdır. En büyük derdi ve amacı, bu olmalıdır insanın.
Cehd ve gayret sahibi olarak hayatın her karesini imar etme sevdasına tutulmalıdır insan. Cihad, Rabb yolunda fedakârlığın adıdır. Eğer cihad etmiyorsa ve mücahit değilse insan; korku, uyuşukluk, paslanmışlık ve onursuzluk baş gösteriyor demektir kendisinde. Allah Teâlâ’nın gönderdiği tüm elçiler, birer cihad ehlidir. İnsan, onların örnekliğinde yaşamalıdır, yeşermeli ve asla yaşlanmamalıdır.
Güzel bir yaratılışla yaratılan insana, güzel sözler söylemek ve güzel işler yapmak yaraşır. Tüm güzellikler ve özellikle de güzel sözler, Allah Teâlâ’ya yükselir. İnsanın her şeyi güzel olmalıdır ve güzellikler salmalıdır her bir yana. Güzel düşünmeli, güzel yazmalı, güzel söylemeli, güzel giyinmeli, güzel anlatmalı yani çok güzel yaşamalıdır insan.
İnsan iyidir, güzeldir ve hayırlıdır. İnsan; fıtratına uyandır, fıtratına uygunca yaşayandır. İnsan; iyi düşünür, iyi konuşur ve iyiyi yaşar. Yine insan; güzel düşünür, güzel konuşur ve güzelce yaşar.
Ve insan, hayırlıdır, hayırlı olmalıdır. Hayrı yaşayıp yaşatmalı ve hayırlı yaşamalıdır. Düşüncesinde, konuşmasında ve tüm eylemlerinde hayır kokusunu yaymalıdır yeryüzüne, cümle insanlığa. Hâsıl-ı kelam, insan, ekber/en yüce olan Allah’ın halifesi ve hakkın, hakikatin, adaletin, merhametin şahididir.
***
Kıymetli Nezir Ergenç’in, “İnsan & İyi İnsan, Güzel İnsan, Hayırlı İnsan” ismini verdiği eserinden esinlenerek önce cümlelere sonra da paragraflara misafir ettiğimiz yukarıdaki söz kümeleri, okuyanını düşünmeye, ibret almaya ve harekete geçmeye sevk ederse maksadımız gerçekleşmiş olacaktır.
Fatih PALA
fatihpalafatih@gmail.com

GRUBA KATIL