“ölümde diriliştir o,
sevgiliye adanmaktır.”[1]
Bir şubat ayının daha sınırlarındayız. Her gününe bir şehit var neredeyse. Günbegün şehitleri anmak, anlamak, anlamlandırmak… Onların muazzam feda oluşlarını idrak etmeye çalışmak… Ve “Şehadet ayının günlerini solumaktayız./ Her güne bir şehit, her şehide bin selam!” demek tüm içtenliğimizle.
Allah Teâlânın şehitlerle bereketlendirdiği bir ay olan şehadet/şubat ayı içerisinde olmamız; bizleri, şehitlerimizi anmaya, şehadeti anlamaya teşvik/sevk ediyor. Bu hâl, böyle her yıl deveran eder, durur. Bu, söz konusu ayı kutsamak değil, aksine şehadete ve şehitlere kilitlenmeye bir vesiledir sadece.
Şehadet;
Dünyayı elinin tersiyle iterek bütün hâllerini ukbaya kilitlemek…
Yaratılış gayemizin en ulvi nişanesi…
Dünya ve ahiret ikileminde, yürek potansiyelimizi ahiret yönüne çevirmek…
Üç günlük dünya cenderesinden, sonsuz bir hayata kanat açmak…
Rahman olanın; “rableri katında diri olanlar”[2] şeklinde vasfettiği erler olmak adına, gözü kara, ölümün üstüne üstüne yürümek…
Sözün bittiği, eylemin baş gösterdiği en titrek ve en kaynar vakit…
Rahim olanla yapılan en kârlı ve en muhteşem ticaret…
Pazarlıksız imanın, tertemiz takvanın hâl-i pür melali…
Derdin en büyüğünü yüreğine ilmek ilmek dokumak, nihayetinde meleklerle buluşmak…
Cenneti özlemek ve “vuslat” için adımları sıklaştırmak…
Şeytanı ve dostlarını ölesiye alt etmek…
Sevdasını en kalın harflerle göklere nakşeylemek…
Bir gidince peşine binleri hazırlamak…
Yaşamak için ölmek…
Ölümün de hayatın da maliki olanın “Allah, kimin amellerinin güzel olacağını imtihan etmek için, ölümü ve hayatı yarattı.”[3] beyanında olduğu üzere, hayat için ölümü tercih etmek…
Yeryüzünde ve gökyüzünde, hakkın, hakikatin şahidi olmak…
Yaradana olan yakınlığın en sıcağı ve en yücesi…
Her gün yeniden yemin etmek ve asla mücadeleden dönmemek…
Kurtuluşun ve azatlığın membaı; izzet, şeref, ar ve namusun anlamgâhı…
‘Binlerce canım olsa da yine rabbime kurbanım.’ diyenlerin tahtlarında, geride kalanları kıskandıran, o hayat kokan gülümseyişleri…
“Yarasız olmayan,
Çilesiz olmayan,
Şehitsiz olmayan,
Ve kurbansız olmayan”[4] aziz bir yolda azimle ve sebatla yürümek…
En güzel hayata yürümenin adıdır şehadet.
Ve şehadet, bir sevdadır!
Fatih PALA
fatihpalafatih@gmail.com
[1] Mikail, Ölümde Diriliş, “Süvariler” albümü, Nüans Production, 1997, İst.
[2] Al-i İmran, 3/169
[3] Mülk, 67/2
[4] Ömer Karaoğlu, Şehit Türküsü, “Bilinen Ezgilerden İzler” albümü, Zaman Yayıncılık, 1998, İst.