İsmail Heniye’nin ailesi 1948 yılına kadar Filistin’in Askalan kentinde yaşamaktaydı. Ancak Yahudiler, ABD ve BM’nin desteğiyle Filistin’de Siyonist bir devlet kurunca buraları da yani Askalan’ı da işgal etmiştir. Bu işgal üzerine Heniye ailesi, 15 Mayıs 1948’de -Nekbe (Büyük Felaket) günü- göçe zorlanmış, onlar da Gazze’ye göç etmek zorunda kalmıştır.
İsmail Heniye’nin tam ismi, İsmail Abdüsselam Ahmed Heniye’dir. 8 Mayıs 1963’te,[1] o dönem Mısır’ın kontrolü altında bulunan Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Şati mülteci kampında dünyaya gelmiştir.
İlk eğitimini, mülteci kamplarındaki okullarda alan İsmail Heniye, ilk ve orta eğitimini tamamladıktan sonra, 1980’li yılların başlarında Gazze İslam Üniversitesine kaydolmuştur.
Arşivlere göre 1.80 cm boyunda olan Heniye, gençliğinde 8 numaralı formayla 7 yıl futbol oynamıştır. 1986’da orta saha oyuncusu olarak İslam Üniversitesi futbol takımını temsil etmiştir. Sportif başarıları, Gazze Şeridi kulüplerinin önde gelen oyuncuları tarafından yönetilen İslam Üniversitesi takımıyla olmuştur.[2]
Heniye, 1987 yılında Gazze İslam Üniversitesi, Arap Edebiyatı bölümünden mezun olmuştur. Mezun olduğu yıl -1987-, aynı zamanda I. İntifada’nın da başladığı yıldı. Mezuniyetinin ardından üniversitede bir süre öğretim görevlisi olarak çalışmıştır.
Müslüman Kardeşlere Katılması
Üniversite yıllarında Gazze’deki İslami çalışmalara aktif bir şekilde katılmıştır. Bir taraftan eğitimine devam ederken diğer taraftan da Müslüman Kardeşler içerisinde yer almış, öğrenci konseylerinde liderlik yapmıştır. Siyonist bir kamyon şoförünün 8 Aralık 1987’de Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Beyt Hanun (Erez) kontrol noktasında, aracını, Filistinli işçilerin üzerine sürerek 4 kişiyi öldürmesi, Taş İntifadası olarak isimlendirilen Birinci İntifada’nın fitilini ateşlemişti. İntifada’nın başladığı yıl, Heniye de mezun olmuştu. İntifada sürecinin aktif katılımcılarından biri olmuş, kendisini sonraki yıllarda aralıksız devam edecek olan bir mücadelenin içinde bulmuştu. Sadece İntifada’ya katılmakla yetinmemiş, aynı zamanda 14 Aralık 1987’de Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan Cemaati) mensubu Şeyh Ahmed Yasin, Abdülaziz er-Rantisi ve Mahmut ez-Zahhar gibi isimlerin öncülüğünde faaliyetlerine başlayan HAMAS’ın kuruluşunda da bulunmuştur.
Direniş içerisindeki öncü faaliyetleri sebebiyle birçok kez hapsedilen Heniye, Birinci İntifada’nın başlarında 18 gün tutuklu kalmıştır. Serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra 1988 yılında, 6 ay; 1989 yılında ise 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Merc ez-Zuhur’a Sürgün Ediliş
İsmail Heniye, 1992 yılında serbest bırakıldıktan kısa bir süre sonra, 17 Aralık 1992’de Filistin’de İslami Direniş Hareketi (HAMAS) ve İslami Cihad Hareketi mensupları ile birlikte Lübnan’ın güneyindeki Merc ez-Zuhur’a sürgün edilmiştir. Filistin’in yakın tarihinde oldukça önemli bir yer tutan bu sürgünde, Filistinli grupların lider kadrolarından onlarca kişi de sürgün edilenler arasında bulunmaktaydı. İsrail yönetimi, Filistin’deki direniş içerisinde önemli rol oynayan isimleri Lübnan’a sürerek direnişi kırmayı ve gücünü zayıflatmayı amaçlamıştı. HAMAS tarafından kaçırılan bir Siyonist askerin öldürülmesi üzerine, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da gözaltına alınan toplam 415 isim, Lübnan’ın güneyindeki Merc ez-Zuhur’a sürgün edilmiştir.
Güney Lübnan’da, yaşam alanlarından oldukça uzak bir noktada yer alan Merc ez-Zuhur vadisine sürülen HAMAS mensupları, burada yeniden organize olarak hayata tutunmaya çalışmıştır. Merc ez-Zuhur’a sürgün edilen HAMAS üyeleri, ilerleyen yıllarda grup için gerek entelektüel gerek edebî gerekse siyasi yönden önemli bir köşe taşı olmuştur.
Merc ez-Zuhur’a sürgün edilenler arasında; Abdulaziz Rantisi,[3] İsmail Heniye,[4] Cemal Mansur, Cemal Selim,[5] Mahmut Ebu’l-Hunud, Mahmut Zahar, Aziz Salim Duveyik, Abdullah el-Kavasime gibi birçok üst düzey isim bulunmaktaydı.
HAMAS’ın üst düzey liderlerinden Mahmut Zahar, 2020 yılı başında verdiği bir röportajda, grubun İran ile olan ilişkilerinin de Merc ez-Zuhur Sürgünü sırasında başladığını ifade etmiştir.
İsrail’in planlarının aksine bölgede hayata tutunan HAMAS mensupları, Filistin’e geri dönmek üzere ciddi anlamda organize hale gelmişlerdir. Kış şartlarına ve imkânsızlıklara rağmen hayatta kalan HAMAS üyeleri, bölgede sağlık merkezleri, ders halkaları, okullar ve akademiler tesis etmişlerdir. Sürgündekilerin tamamı, 1993 yılında Filistin’e tekrar dönmüşlerdir.[6]
Şeyh Ahmed Yasin’le Birlikte Oluşu
Şeyh Ahmed Yasin, asıl mücadelesine, Arapların 1967 hezimetinden sonra başlamıştır. Bu yıl itibariyle gençlerle başlattığı çalışmalardan dolayı, neredeyse her hafta Siyonist karakollarında ifade vermek zorunda bırakılmıştı. Çünkü Şeyh Ahmed Yasin’in, Filistin için gerçekleştirmek istediği hedefi çok açıktı. Bu hedef, Filistin devletinin kurulması ve Siyonist İsrail’in bütünüyle ortadan kaldırılmasıydı. Şeyh Ahmed Yasin’in çalışmalarına katılan gençlerden biri de İsmail Heniye idi. İsmail Heniye’nin, Şeyh Ahmed ile tanışması çocuk denebilecek bir yaşta olmuş, o da Şeyh Ahmed Yasin’in eğitiminden geçerek aynı hedefleri benimsemiştir. Nitekim Heniye, bir röportajında, Şeyh Ahmed Yasin’le tanışmasını şöyle anlatmıştır: “Şeyh Ahmed Yasin ile ilk kez 1973’te, Şeyh’in gençlerle ilgilenip onlara ders verdiği sırada tanıştım. Şeyh Ahmed Yasin, her zaman, kazananın geleceğin nesli olacağını söylerdi. Bu da direniş ruhunu benimsememe vesile oldu. Şeyh Ahmed, felçli olmasına rağmen devrimi gerçekleştirdi. Direniş gruplarına yardımcı olurdu. Kassam Tugaylarının çalışmalarını yeniden canlandırdı. Felçli olmasına rağmen toplumsal gelişmeleri kaçırmaz, insanları etkilemeden geri de kalmazdı.”[7]
Şeyh Ahmed Yasin de İsmail Heniye de direniş ve kurtuluş üzerine odaklanmış, Filistin davasının tek çözümünün İsrail işgaline karşı direnmek ve Filistinlilerin haklarını iade etmekten geçtiğine inanmaktaydı. Her iki liderin de amacı, Filistin topraklarının tamamında Siyonist İsrail’in olmadığı bir Filistin devleti kurmaktı. Bu ortak inanç ve amaç, ilişkilerinin belkemiğini oluşturmuş ve Heniye, 2004’teki suikasttan sonra bile Şeyh’in izinden gitmeye devam etmiştir.
Şeyh Ahmed Yasin; fiziksel engeline rağmen, azim ve meydan okumanın sadece Filistin’in değil, bütünüyle İslam dünyasının hatta bütün mazlumların bir sembolüydü. İşte Heniye, HAMAS lideri Şeyh Ahmed Yasin, Eylül 1997 yılında Siyonist zindanlarından bir takas sonucunda[8] serbest bırakıldıktan sonra onun[9] ofisinin başına getirilmiştir. Bu görev, daha sonra özel kalem müdürü olarak 1999’da başlamış, şehit edildiği tarihe (22 Mart 2004) kadar devam etmiştir. Bu süreçte hem İsmail Heniye hem de Şeyh Ahmed Yasin, birçok kez Siyonist güçler tarafından tutuklanmıştır. Bu ortak çileler, onların aralarındaki ilişkiyi daha da güçlendirmiştir. Çünkü hapis ve işkenceleri, kararlılık ruhu ve davalarının haklılığına duydukları güçlü inançla karşılamışlardır.
Şeyh Ahmed Yasin’in İsmail Heniye üzerindeki etkisi tek taraflı değildir. Heniye’nin sahadaki etkinliği ve canlılığı, Şeyh Yasin’e ilham vermiş, onun gençlere ve onların mücadeleyi yönetmedeki rollerine olan inancını pekiştirmiştir. Öte yandan Şeyh Yasin’in rehberliği ve manevi desteği, Heniye’nin kararlılığını ve liderlik yeteneğini arttırmıştır.
Seçimler ve HAMAS Hükûmeti
HAMAS, Filistin’de, 2006 yılında yapılacak seçimlere girmeye karar vermiş ve seçim listesinin başında da -HAMAS lideri Halid Meşal’in, Şam’da sürgünde bulunmasından dolayı- Heniye yer almıştır. Nitekim 25 Ocak 2006 tarihinde gerçekleşen seçimlerde HAMAS, 132 sandalyeli Filistin meclisinin 74 sandalyesini alarak birinci çıkmıştır.[10] Tek başına iktidar olma hakkı kazanan HAMAS, Heniye’yi, 16 Şubat 2006’da başbakan adayı olarak açıklamıştır. 19 Şubat’ta, ABD ve İsrail’in karşı çıkmalarına rağmen, Filistin başkanı Mahmut Abbas, kendisini kabul etmiş ve başbakanlığını onaylamıştır. Böylece Heniye, 29 Mart 2006 tarihinde Filistin başbakanı olarak yemin etmiş ve görevine başlamıştır.
Heniye’nin başbakan seçilmesinin ardından Siyonist İsrail, Filistin yönetimine yaptırım uygulamaya başlamıştır.[11] Heniye, ilerleyen süreçte Mahmut Abbas yönetimi ve Abbas’ın liderlik ettiği el-Fetih’in baskılarıyla karşılaşmaya başlamıştır. 20 Ekim 2006 tarihinde HAMAS ile el-Fetih arasındaki uzlaşı görüşmeleri sürerken Heniye’nin konvoyu silahlı saldırıya uğramıştır.
Heniye’nin 14 Aralık 2006 tarihinde Gazze Şeridi’ne girişinin Siyonist örgüt tarafından engellenmesi de gerilimi artırmıştır. Sınırda çıkan çatışmalarda Heniye’nin koruması hayatını kaybederken oğlu da yaralanmıştır; bu durum, HAMAS ile el-Fetih arasında yer yer çatışmaların yaşanmasına neden olmuştur.
Heniye, 15 Şubat 2007’de, taraflar arasında bir birlik hükûmeti kurulması için istifa etmiştir. Böylece 18 Mart günü kurulan birlik hükûmetinde, başbakanlığının ikinci dönemi başlamıştır.
Ancak HAMAS ile el-Fetih arasında gerilim devam etmiştir. Gazze Şeridi’ndeki HAMAS ile el-Fetih arasındaki çatışmaların Haziran 2007’de zirveye çıkması ve HAMAS hareketinin askerî kanadı Şehit İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın, güvenlik kaosunu çözmek için Gazze Şeridi’ndeki güvenlik hizmetleri merkezlerinin kontrolünü ele geçirmesinin ardından 14 Haziran 2007’de Filistin yönetimi başkanı Mahmut Abbas tarafından görevden alınmıştır. Ancak HAMAS, Abbas’ın kararnamesini reddetmiş, İsmail Heniye hükûmetinin görevde kalacağını ve Filistin ulusal yönetimi hükûmeti olarak çalışmaya devam edeceğini bildirmiştir.
Bunun ardından 14 Haziran 2007 tarihinde Mahmut Abbas, hükûmeti feshetmiş ve Heniye’nin başbakanlık dönemini sona erdirmiştir. Ancak Heniye, 2014 yılına kadar Gazze’deki hükûmetin başbakanlık görevini sürdürmüştür.
Gazze’de Heniye, HAMAS’ın üst düzey isimlerinden biri olarak yönetimde kalmaya devam etmiştir. Heniye, Halid Meşal’in ardından HAMAS’ın ikinci ismi olarak görülmekteydi. Daha önce de HAMAS’ın Gazze Şeridi liderliği görevini yürütmüştü.
2016 yılında Gazze’den Katar’ın başkenti Doha’ya gitmiş ve HAMAS’ın dış ilişkilerini yürüttüğü ofiste çalışmaya başlamıştır. Yapılan seçimle birlikte, 2017 yılının Mayıs ayında HAMAS siyasi ofis başkanı olmuş ve HAMAS liderliği pozisyonunu Halid Meşal’den devralmıştır. 2018 yılında ABD dışişleri bakanlığı, 31 Ocak 2018’de Heniye’yi, “terör listelerine” almıştır. Bu karar, dönemin ABD başkanı Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararı nedeniyle Washington ile Filistinliler arasında gerginlik yaşandığı bir dönemde gelmiştir. Kararı “gülünç” olarak nitelendiren HAMAS, “Sanki biz Filistinliler olarak Amerika’dan iyi hâl belgesi bekliyoruz.” demiştir. Halid Meşal’in yerine HAMAS siyasi ofis başkanı olan Heniye, HAMAS’ın görünen yüzü ve siyasi lideri olarak dünya çapında birçok ziyaret gerçekleştirmiş ve dikkatleri, Filistin meselesine çekmek için açıklamalarda bulunmuştur.[12]
Heniye ve Ailesine Yönelik Saldırılar
İsmail Heniye ve ailesi, Siyonist katiller tarafından birçok kez saldırıya uğramıştır. Heniye, Siyonist rejimin saldırılarında çok sayıda aile üyesini şehit vermiştir. Özellikle 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana, en az 60 aile üyesi İsrail saldırılarında can vermiştir. Bunlar arasında Heniye’nin oğulları, torunları, ablası ve yeğenleri de bulunmaktadır.
Siyonist katiller güruhu İsrail’in, 10 Kasım 2023’te Gazze kentinde yerinden edilmiş kişilerin bulunduğu bir okulu hedef alması sonucu, Heniye’nin torunlarından biri hayatını kaybetmiştir.
Suikastlar ve katliamlar devam etmiştir. Nitekim İsmail Heniye’nin ablası Zehra Heniye, Siyonist İsrail’in 25 Haziran 2024 tarihinde Gazze kent merkezi batısındaki Şati kampında düzenlediği hava saldırısında, çocuklarıyla birlikte yaşamını yitirmiştir. Heniye, ablasının şehadeti üzerine şöyle konuşmuştur: “Ablam ve ailesi de dâhil olmak üzere, yeni aile üyelerinin şehadetini duyuruyorum. İşgalci İsrail, akrabalarımı ve ailemi hedef almanın direnişin tutumunu değiştireceğine inanıyorsa yanılıyor. Barış yapmayacağız, değişmeyeceğiz, zayıflamayacağız ve umutsuzluğa kapılmayacağız. Aksine, yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Bir kez, iki kez ve üç kez tekrar ediyorum ki ailemin şehitleri, halkımızın şehitleridir ve halkımızın şehitleri de benim ailemdir. Şehitler arasında hiçbir fark yoktur, hepsi Allah tarafından zafere ve özgürlüğe giden yolumuzu açmak için seçilmiştir.”[13]
10 Nisan 2024 tarihinde, Ramazan Bayramı dolayısıyla Gazze kentinin batısındaki eş-Şati mülteci kampı sakinleri ve yakınlarıyla bayramlaşmaya giden HAMAS siyasi büro başkanı İsmail Heniye’nin ailesinden birçok kişinin bulunduğu araç, hedef alınmıştır. Bu saldırıda 3 oğlu ve 4 torununu[14] şehit veren Heniye, kameralar onu çekerken ölüm haberini aldığında “Allah’tan geldik, Allah’a döneceğiz.” ifadelerini kullanmıştır.
Oğullarının ölüm haberini bir hastane ziyaretinde almış, akabinde de şu açıklamayı yapmıştır İsmail Heniye: “Şehitlerimizin mübarek kanı bizi ilkelerimize, mücadelemize, direnişimize ve topraklarımıza bağlılığımızda daha da kararlı kılacaktır. Oğullarımın ve torunlarımın şehadetiyle bizlere bahşettiği bu şereften dolayı Allah’a şükrediyorum. Bu acılarla ve kanla halkımız, davamız ve ümmetimiz için, geleceğimiz ve özgürlük için umut tohumları ekiyoruz. Oğullarım Gazze’yi terk etmedi. Gazze’de kahraman halkımızla beraber cesurca direndiler, mücadele ettiler. Bütün halkımız ve Gazze ahalisi, çocuklarının kanlarıyla ağır bedeller ödediler. Ben de onlardan biriyim. Ailemizden 60’a yakın şehidimizi bu mübarek davaya, İslam davasına kurban verdik. Ailemin 60’a yakın ferdi şehit oldu. Filistin halkının bütün şehitleriyle onlar arasında hiçbir fark yok.”[15]
Çocuklarının Gazze’yi terk etmediğini, Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu yolunda hayatlarını feda ettiğini söyleyen Heniye, “Irkçı rejime; yıkımla, katliamla, yok etmeyle alamadığını, müzakere masasında da alamayacağını söylüyoruz. Oğullarımın kanı, Gazze’deki şehit halkımızın kanından daha kıymetli değildir. Kayıplarımız ne kadar büyük olursa olsun, İsrail’in yaptığı şantaja boyun eğmeyeceğiz, taviz vermeyeceğiz.” değerlendirmesinde bulunmuştur.
13 çocuğu bulunan ve Gazze’deki ateşkes müzakerelerini yürüten HAMAS’ın politik yüzü Heniye, her daim vurguladığı “Canımız, kanımız, ailemiz ve sahip olduğumuz her şey Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya feda olsun.” ifadeleriyle[16] davasına adanmışlığın en güzel örnekliğini vermiştir.
Heniye’nin kendisi de bugüne kadar birçok kez suikasta uğramıştır.
- İlki, 1980’lerin sonunda İsrail hapishanelerinde düzenlenmiştir.
- 6 Eylül 2003’te, aralarında hareketin kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’in de bulunduğu bazı HAMAS liderlerini hedef alan İsrail saldırısından kurtulmayı başarmıştır.
- 20 Ekim 2006’da el-Fetih ile HAMAS hareketleri arasında yaşanan silahlı çatışma sırasında, Heniye’nin bulunduğu konvoy, Gazze’de silah saldırıya uğramıştır.
- Son olarak ise İsrail, geçtiğimiz yıllarda Gazze’de yaptığı vahşi saldırılarda Heniye’nin evini bombalayarak suikast girişiminde bulunmuştur.
Şeyh Ahmed Yasin’in şehit edilmesinin ardından HAMAS’ın önde gelen isimlerinden biri hâline gelen Heniye; mütevazı yaşamı, entelektüel kapasitesi ve samimiyeti ile dikkat çekmekteydi.
O da birçok Filistinli gibi gençliğinin baharında İsrail zindanlarıyla tanışmış, kendi topraklarındaki Siyonist zulmü içerisinde yaşayarak tecrübe etmiştir. İşgalci İsrail’in sürdürdüğü işgal; evlerini yıktığı, zulmettiği Filistin’de onlarca yıldır her çocuğun bağrında yanan ateş, Heniye’de de tutuşmuştu.[17] (Devam edecek…)
Ali KAÇAR
[1] Bazı bilgilerde 1962’de doğduğu belirtilmektedir.
[2] https://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/alintilar/2501.pdf
[3] Abdulaziz Rantisi, 17 Nisan 2004’te şehit edilmiştir.
[4] İsmail Heniye, 31 Temmuz 2024’te şehit edilmiştir.
[5] Cemal Mansur ve Cemal Selim, 31 Temmuz 2001’de, terör rejimi tarafından HAMAS’ın Nablus’taki bürosuna Apaçi helikopterleri ile düzenlenen hava saldırısında, altı HAMAS üyesi ile birlikte şehit edilmişlerdir.
[6] https://www.mepanews.com/tarih-filistin-merc-el-zuhur-surgununun-30uncu-yil-donumu-41479h.htm
[7] https://www.tevhidhaber.com/ismail-heniyye-seyh-ahmet-yasin-ile-nasil-tanistigini-anlatti-151749h.htm
[8] Ürdün’de sürgünde bulunan Halid Meşal’i; dönemin Siyonist, eli kanlı, katil başbakanı Netanyahu, MOSSAD’a öldürmesi için talimat vermiştir. 25 Eylül 1997’de on MOSSAD ajanı Kanada pasaportu ile Ürdün’e giderler ve zehri Halid Meşal’in kulağına şırınga ederler ama Ürdün istihbaratı tarafından da yakalanırlar. Zehirleme olayını gerçekleştiren ve yakalanan iki MOSSAD ajanı, panzehir ve Şeyh Ahmed Yasin’in serbest bırakılması karşılığında Siyonist İsrail’e iade edilirler.
[9] Şeyh Ahmed Yasin’in son tutuklanışında müebbet ceza verilse de (Mayıs 1989-Eylül 1997) sekiz yıl hapiste kaldıktan sonra, Ürdün’de yakalanan iki MOSSAD ajanıyla takas edilerek serbest bırakılmıştır. 22 Mart 2004’te de şehit edilmiştir.
[10] Filistin’de 15 Aralık 2005’te yapılan yerel seçimlerden HAMAS, zaferle çıkmıştı. 44 bölgede yapılan yerel seçimlerde HAMAS, oyların %56’sını alırken el-Fetih %35’te kalmıştı. Bu seçimler, Ocak 2006’da yapılacak seçimlerin galibinin de kim olduğunu göstermekteydi. Nitekim Ocak seçimleri %77 katılımla gerçekleşmiş; HAMAS 74 sandalye kazanırken el-Fetih 45 sandalye kazanmıştır. Dönemin Siyonist başbakanı Ehud Olmert; seçim sonuçlarını kabul etmeyeceklerini, ırkçı yönetim HAMAS’ın dâhil olduğu bir hükûmet kurulması hâlinde Filistin yönetimi adına toplanan 50 milyon dolarlık (aylık) KDV vergilerini, Filistin tarafına transfer etmeyi durduracağının sinyallerini vermiştir. Daha geniş bilgi için bkz. Ali Balcı, Filistin 2006, s. 122 vd. https://www.ormer.sakarya.edu.tr/uploads/files/04_filistin_2006.pdf
[11] Ali Balcı, agy. s. 121
[12] https://www.yenisafak.com/HAMAS-lideri-ismail-Heniye-kimdir-ismail-Heniye-nereli-kac-yasinda-ismail-Heniye-hayati-h-4566669
[13] https://www.mepanews.com/HAMAS-lideri-heniye-ailemi-sehit-etmeniz-kararliligimizi-
[14] İsmail Heniye’nin şehit edilen çocuklarının ve torunlarının isimleri şöyledir: Oğulları Hazem, Amir, Muhammed; torunları ise Emel, Halid, Melek ve Razan’dır.
[15] https://www.indyturk.com/node/714441/d%C3%BCnya/HAMAS-lideri-haniyenin-3-o%C4%9Flu-ve-torunlar%C4%B1-i%CC%87srail-bombard%C4%B1man%C4%B1yla-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC
[16] https://www.gzt.com/mecra/multeci-kampindan-HAMAS-liderligine-ismail-Heniye-3788378
[17] https://www.trthaber.com/haber/dunya/iran-cumhurbaskani-pezeskiyan-iran-Heniyenin-yasini-tutuyor-870939.html