Koca Bir Vedanın Ardından
Gündem Son Sayımız Yazarlar

Koca Bir Vedanın Ardından

Mehmet PalaYaşam vesilelerimden diğeri; babam… Tam da “yirminci yüzyıl ümmetinin babası” sayılacak üstad Hasan el-Benna’nın şehadet gününde, yani 12 Şubat (2015) tarihinde son nefeslerini alıp vererek Rabbine yürüdü babam. “İnna lillahi ve inna ileyhi raciun/ Allahu Teâlâ’dan geldik, yine dönüşümüz O’nadır.”

Ölümlerin ardından gelen ya da gelecek olan yazıların, en zor yazılar olduğunu söylerlerdi yazarlar, şairler… Ne de çok haklıymışlar. Var olanların, elindekilerin, görülenlerin üzerine sözler söylemek elbette ki kolay. Ama gittiyse yazdığın, bıraktıysa neyi var neyi yoksa geride; işte orada, işte o anda cümleler buruksu bir hale bürünüyor gayri ihtiyari.

Her ölüm, elbette ki büyük bir öğüt ve ibrettir geride kalanlara. Ateş düştüğü yeri yakar mıymış? Evet, yakarmış; hem de en şiddetli derecesiyle. “Kullu nefsin zaigatul mevt/ Her can sahibi ölümü tadacaktır.” buyruğuna iman ettik Rabbimizin. Ölümün eninde sonunda bütün herkesi yoklayacağını biliyorduk. Bilmekten de öte, kuvvetli bir kabullenişle iman ediyorduk buna. Ne zamanki, gelip en yakınımız olana, evimizin reisine, anamızın aslan kocasına, çocuklarının yiğit babasına uğradı ölüm; işte o vakit, asıl anlamını kavradık ölümün.

Veren de O (cc), alan da. Bize göre ne vardı ki! Ama değilmiş öyle. Meğer dağ gibi baba sıcaklığı verirmiş bizlere. Meğer varlığı pek çok şeye değermiş. Meğer başımız, onunla dik durmayı bellermiş. Meğer babayla cana can gelirmiş.

Ana gibi duygularını cömertçe dışa vurmaz baba.

Sevmiyor ve önemsemiyor gibi gözüktüğü anlarda bile, titrer yavrularının üzerine.

Öğrencidir bir çocuğu. Halini ve cebini sormaya arar kimi zaman. “İyiyim, cebim de iyi.” cevabını almasına rağmen, “Tamam, şu kadar gönderiyorum hesabına.” deyicidir baba en merhametli yanıyla.

Bazen baba, çocuğuna hissettirmeden gelini aracılığıyla onun durumunu kolaçan edendir bir sevgi ajanı misali.

Ne zaman arasa oğlu, “İyiyim Allah’a şükür, asıl siz nasılsınız, çocuklar nasıl?” sözü hazırda olan, arandığının mutluluğunu gizlemeyi pek de beceremeyen koca bir yürektir baba.

Arabası vardır oğlunun Allah’ın lutfettiği. Sıla-ı rahim vakitlerinde, oğluna vermediği, belki veremediği, belki verdiğini belli etmek istemediği sevgiyi ve ilgiyi, arabasının eksiklerini gidererek en eli açık haliyle ispatlayan varlıktır, sahiptir baba.

Ve baba, son günlerinde yavrularına “Siz namazlarınızı kılın, belki Allah dualarınız karşılığında yardımcım olur.” diye bir bağlılığı ifade eden, Rabbini unutmayan, Rabbi unutmanın nelere mal olacağını hatırda tutan bir çınardır.

Allah’ım! Ona rahmetinle muamele eyle. Hatalarını, kusurlarını, günahlarını bağışla. Bizlere ise, yani hala nefes alıp verme nimetine sahip olanlara ise, yani hala rızan için yaşama fırsatını kaybetmemişlere ise, Senin yolunda olma, Senin davanı sürdürme bilinci, şevki ve sevdası ver. Âmin. Velhamdulillahi rabbil âlemin…

Mehmet oğlu

Fatih PALA

 

GRUBA KATIL