Şehr-u Râm
Arşiv Yazarlar

Şehr-u Râm

Ramazan, her dilde farklı hislere yol açan Peygamber (sav) emanetidir.

Kalplere, manevi huzur biçen, meleklerin kanatlarını yürekte hissettirendir.

Dimağların her zerresine hüzün ve mesudane anları dizendir.

Ramazan, insaniyeti ram eden, kulakları yalnızca Allah kelâmına açtırandır.

Silkelenmek için, tüm inananların beklediği o mübarek ayın sınırlarındayız. İşte bu ayın her günü açlıkla beslenen bedenler; yeniden yüreklerindeki kıpırtı ile mübarek günlerin eşiğine kapanmış beklemektedirler. Amellerini sıraya dizmiş has müminler, şimdi ecir kapılarında sıraya girmektedirler.

Ramazan’ın bereketi yine evlere sinmiş, her kalbe istemsiz bir canlılık serpilmiştir. Sahurlara kadar nöbet tutanlar, tesbihleri ile cam pervazlarında geceye eşlik edenler, ayrı bir huzurun tadına ermektedirler. Dillerinde kaynayan zikirlerle, ay ve yıldızların Rabbine seslenmektedirler. Her harfleri sanki ayrı bir arşa yükselmektedir…

Ya Aliyy!

Sen ki ramazan gecelerini bize layık kılan, tokken açlığa, açken tokluğa süren, sahurdan iftara dillerimize zikri yerleştiren Aliyy’sin. Senden başka üstün, senden başka ilah, senden başka yüce yoktur. Bunca gaflete ve bunca günaha rağmen, üzerimize Ramazan rahmetini yağdırdığın için sonsuz şükürler olsun sana, sonsuz hamd-u senalar olsun sana.

Yâ Afüvv!

Sen ki bu ayı, ayların en hayırlısı kılan, en yüce nimetlerini bu ayda tattıran, günleri bereketinle süsleyen, merhametini her bir zerreye damlatan Afüvv’sün. Sen Erhamurrahimin’sin, sen affedicisin, affetmeyi seversin, bu günahkâr kullarını, gaflet bataklığında çırpınan kullarını affet.

Ya Latîf!

Biz aciz ve muhtaç kullarına her daim nimetlerini sunan, onları kirletsek de en temizini, en yücesini bize layık görensin. Lütfunu ziyadeleştirip, kalplerimizin gözlerini açtıran, ezeli düşmanımız şeytana kulaklarımızı tıkayansın. Kapısını araladığın bu ayda da lütuflarını üzerimizden eksik etmeyen ya Latîf; bizleri lütfuna layık kullarından eyle.

Hiçbir duayı icabetsiz bırakmayan Allah (c.c.), Ramazan bekçisi olan kullarını da işitmiş; Hilal’i otuz gün boyunca ışığıyla semâda müzeyyen kılmıştır. Minareleri, seçilmiş münadîleri ile (iftarla) müjdeleyici, (sahurla) uyarıcı olarak vazifelendirmiştir. Rahmetinin habercisi olan yağmurları, mübarek günler boyunca toprağın her zerresine dokundurmuştur. Ve kendine yakaran kullarından; gözlerini, dillerini, ayaklarını, ruhlarını ve bedenlerini her türlü günah mikroplarından berî olacaklarına dair sonsuz bir ahd almıştır.

Şimdi o kullar, önce dillerini sonra da kalplerini, Allah kelamından gayrı hiçbir uğraş için yormadan, Vahiy gecesini, ardından da Bayram günlerini her hücreleriyle heyecana bulanarak beklemektedirler. Rableri onlardan razı, onlar da Rablerinden razı… (İnşaAllah.)

Rüveyde Bera PALA

GRUBA KATIL