Adalet Haktır Lütfedilmez
Arşiv Genel Yazarlar

Adalet Haktır Lütfedilmez

Mazlumun feryadı yükselmez artık, nefesler tükendi, umutlar köreldi. İnsanlığın körelişi gibi değil ama sadece taşlaşmış kalplerin bir daha yeşermesine duyulan inancın zayıflaması, rahmet kapılarına yüz tutanların kayboluşuna şahitlik edilmesi yoksa âlemlerin rabbinden asla umut kesilmez. O, kimsesizlerin kimsesi, soluğu kesilenlerin nefesi, sesi çıkmayanların feryadı, çığlığı… Fani dünyada imdada yetişebileceği gibi, ahirete de tehir edebilir. Şimdi ses vermezse bile ahirette titretir arşı da mazlumun hakkını yerde koymaz. Hak, adalet terazisinde tartılır, ne eksiltilir ne arttırılır. Kısa çöp, uzun çöpün karşısında dikilir dimdik. Korku yok, karamsarlık hiç yok. Adil-i mutlaktır Allah, hakkı ertelemez, kimsenin yanında kâr bırakmaz.
Feryadı gökleri delip de taş kesilmiş sinelere işlemeyen yetimin ahı, inletir mahşer yerini. Kimse, sırtını çeviremez artık, yetimi görmezden gelemez, sesini duymazlık edemez. Asıl sahibine sırtını dayamış, yere gelmez artık sırtı. Bir bir soracak zalimlere, neydi suçum, diye.
Ey göklerin sahibi! Semayı yırtıp yükselen annenin çığlığı sahipsiz değil, kalmayacak da… Acıdan bir kor parçasını yüreğine salan katiller, bilecek bu çığlığı, kulak zarlarını yırtarak inletecek. Küçük beyinlerinde gümbür gümbür duyulacak hem de.
Ey yerin sahibi! Defnedilecek bir bedeni dahi olmayan, her bir uzvu bir yerlere savrulan şehidin sahibi sensin. Uzuvların hesabı sorulacak tek tek. Ne zararı dokunmuştu sizlere de yekpare bir bedeni çok gördünüz? Nasıl bir öfke seline kapıldınız da nefes bile almadan öldürdünüz on binlerce masumu?
Dünyanın deniliğine kalsaydı şayet mazlumların hesabını sormak, hep başı öne eğik olurdu insanın, insanlığın. Zira zalimin zulmü kadar kocamandır; merhametsizliği, adaletsizliği, terazisinin topuzu zulümden yana dönüktür. Hakkı gözetmez, acizi kollamaz fakat bilinmelidir ki garibin ahı yerde kalmaz, onu tutup kaldıracak elbette kimsesizlerin sahibi, yetimin rabbi, yoksulun gözeticisi. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmayacak, herkesin yaptıkları dikilecek karşısına. Mizan kurulacak, ameller tartılacak, hesaplar sorulacak. Dünyada hesap soramayanların yerine, sorulacak hesaplar bir bir. Zulme razı olmayıp da zalime güç yetiremeyenlerin gücü çıkacak meydana, dikilecek karşısına celladının, zalime haykıramadıklarını haykıracak, avazı çıktığı kadar. Susmak yok bu defa zira acziyeti öldürür Allah. Kimsenin, kimseye haksızlık etmesi, güç göstermesi mümkün değil. Cezaları ertelenmeyecek bir vakte kadar. Hesaplar en seri şekilde görülecek. Yarını beklemek, karamsarlığa düşmek yok, adil-i mutlak doğrudan müdahale eder artık. Zerrece hakkı kalmaz kimsenin, kimsede.
Ey mahşer gününün, din gününün, mizanın, cezanın sahibi! Bilirim ki vaadin haktır ve vaadinden asla dönmezsin. Bilirim ki çapulcunun, müfterinin, gaddarın, hırsızın, zalimin hesabı sendedir. Ondandır içimdeki huzur, adaletine olan sonsuz inancımdan, güvenimden.
Gücüm yoksa şayet, sesim çıkmıyorsa acziyetimdendir lakin ilelebed sürmez bu suskunluk elbet bir gün çıkacak sesim, çıkmasa bile sesin sahibi razı olmayacak. Din gününün sahibine yemin olsun ki mazlumun ahı tutacak ve yer yerinden oynayacak. İşte o gün, hiçbir pişmanlık fayda etmeyecektir. Ne mutlu o kişiye ki bunun şuurundadır ve bunun şuuruyla yaşamını sürdürür.
Taşkın Önel

GRUBA KATIL