Michel Chossudovsky, Globalresearch, 15.12.2020 Çeviren: İsmail Ceylan
2020 Korona Krizi: Sivil Toplumunun Yıkılışı, Tasarlanmış Ekonomik Kriz ve Küresel Darbe
Dezenformasyon oluşturmanın birinci kuralı, korku kampanyası yürütmektir.
Ocak ayının başlarından itibaren, son on bir ay boyunca, Covid krizinin kronolojisini ve gelişimini neredeyse günlük olarak analiz ettim. Ocak 2020’nin en başından beri, insanlar hızla ilerleyen ve tehlikeli bir salgının varlığına inanmaya ve onu kabul etmeye yönlendirildi.
Medya, başlangıçta bu salgın ile ilgili olarak, “ABD-Çin ticaretinin istikrarını bozmaya ve hava yolculuğunu kesintiye uğratmaya katkıda bulunan öldürücü bir virüs” imajı vermeye çalıştı. Daha sonra Şubat ayında, Dünya tarihindeki en ciddi mali krizi tetikleyen “V-Virüs” (mevsimsel gribe benzer), bu süreçten sorumlu tutuldu. 11 Mart’ta ise Dünya çapında ulusal ekonomiler hızla durgunluğa geçti.
Ekim ayından itibaren “ikinci dalga” duyuruldu. “Pandemi bitmedi, yeni dalgalar bekliyoruz” açıklamaları yapıldı. Korku kampanyası sonucu insanlar, kontrol altına alındı ve hükümetleri tarafından desteklenen korona aşısının “çözüm” olduğuna inanmaya yönlendirildi. Gerçek normalleşmenin gelmesi için, gezegenin tüm nüfusunun aşılanması gerektiği anlatılmaya başlandı.
Normal koşullar altında aşıların geliştirilmesinin yıllarca sürdüğünü biliyoruz. Peki, Covid aşısı, Kasım 2020’nin başlarında neden hemen başlatıldı? Pfizer tarafından açıklanan aşı, insan genomu üzerinde etkisi olan deneysel bir gen düzenleme (mRNA) teknolojisine dayanıyor. Farelerin ya da kobay hayvanların kullanıldığı, standart hayvan laboratuarı testleri yapıldı mı? Yoksa Pfizer, kobay olarak “doğrudan insanları” mı kullanıyor? Normalde yeni bir aşının test edilmesi, birkaç yıl alır. Fakat insan testleri, Temmuz sonu ve Ağustos başında başladı. “Yeni bir aşının test edilmesi için üç ay yeterli mi?”
Medya tarafından orta sayfaların ücra köşelerinde yayınlanan habere göre: “Pfizer’in COVID-19 aşısının son aşamasındaki denemesinde altı kişi öldü. FDA’ya (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) göre: “Emin olun”, aşı “güvenli”dir. FDA yaptığı açıklamada ölümlerin yeni güvenlik sorunları veya aşının etkinliği hakkında sorun oluşturmadığını söylenmektedir.
Hem WHO (Dünya Sağlık Örgütü) hem de ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), Covid-19’un “mevsimsel gribe benzer” olduğunu kesin olarak onayladığına göre, neden Covid-19 için bir aşıya ihtiyacımız var?
Bu aşı geliştirme planı, kar amaçlıdır ve Big Pharma’nın çıkarlarına hizmet eden yozlaşmış hükümetler tarafından desteklenmektedir. ABD hükümeti, Temmuz ayında 100 milyon doz sipariş etmişti ve AB ülkeleri de 300 milyon doz satın alacak. Rüşvetçi politikacılara cömert getiri sağlayan Big Pharma için, büyük para.
Dünya çapında milyonlarca insana uygulanması planlanan Big Pharma’nın aşılama programı, dünya çapında yoksullaşma ve refahın süper zengin milyarderler lehine yeniden dağıtılması süreci de dâhil olmak üzere bu krizin geniş ekonomik ve sosyal sonuçları olması kaçınılmazdır.
Bize düşen ise; “Evde kalmak, bol bol kitap okuyup uzaktan eğitim programlarıyla kendimizi geliştirmek, bol bol uyuyup kaliteli gıdalar tüketerek bağışıklık sistemimizi bu acımasız virüse karşı güçlü tutmak, akraba ve komşularla hiç görüşmemek (hem onların hem kendi sağlığımız için), resmi kanallar dışındaki haberlere itibar etmemektir”.