Güvercinlerin Göçü
Arşiv Yazarlar

Güvercinlerin Göçü

Geceye kor düştüğünde başlamıştı sonu bilinmez sefer…
Gönüllere kazınan iman zerreleriyle tutunmuşlardı çöllerin soğuk topraklarına…
Zaman değildi akan, dillerindeki umuda eklenmiş ‘Allah’ sâdâlarıydı…
Çile değildi bedenlerindeki; umuttu, sevdaydı, rıza ümîdiydi…
Vuslat muştusuyla coşan ruhlarının sevinciydi yaşadıkları…
Gül’ün kokusu sinmişti yüreklerine, aşktı onları yakıp kavuran; güneş hiçti…
Yüzlerinde her an beliren tebessüm, gözlerinde o hiç sönmeyen ışıklar, vücutlarından boşalan terler, bir bir sayıklıyordu O’nun adını…
Bir yakarıştı ellerinden yükselen sözcükler…
Ona kavuşmanın, ona sarılmanın, kokusunu doymamacasına hissetmenin yakarışıydı…
***
Kartalların ürküttüğü güvercinlerin göçü…
Hürce O’nu yaşamanın arzusuyla uçan kuşlar…
Aç mideleri ayaklarını geri iteklese de, durmaksızın ona kanat çırpan kuşlar…
Bastıkları kum tanelerine nurcuklar yayan, çöle vaha getiren kuşlar…
Resul’ün (sav) peşinde, izinde giden yıldızlar…
Güllerin Efendisi’nin tomurcukları, çöle inen sevda yakamozları, kurtuluş sevincinin barındığı yüreklerin hicreti…
Ekber Olan’ın yolundan, Elçisi’nin yolundan sapmayan, ümmetin liderleri…
Kozasından, Rahman’a çağrı için şevkle çıkan renkli kelebeklerin özgürlük heyecanı…
Kur’an muhafızları, Resul hizmetçileri…
Öz yurtlarında mülteci yaşayan garîbu’l-İnsanlar…
***
Şimdi Medinelerine varmak üzereler.
Asıl vatanlarına ayak basmak üzereler.
Özlemlerin en zoruydu yaşadıkları…
Daimî vuslata erdiler, unutacaklar dünü ve ardını…
Biricik dinlerini şimdi haykıracaklar göğe…
Haykıracaklar; “O, birdir!” diye…
Rüveyde Bera PALA

GRUBA KATIL