Değerli Genç Birikim Okuyucuları,
Türkiye çalkantılı bir dönemden geçiyor. Bir yanda seçim sonrası yaşanan tartışmalar, diğer yanda paralel yapı/devlet tartışmaları. Tartışmanın türü ne olursa olsun, tartışma yöntemi, tartışma seviyesinde ciddi problemler var. Bu durum aslında Cumhuriyet dönemi ile birlikte eğitim sisteminde yapılan değişimin toplumu ne kadar dejenereettiğini, ne kadar “ahlakî” seviyede düşüklük yaptığını açıkça gözler önüne seriyor. Bu seviye düşüklüğünü toplumun her katmanında da açıkça görebilmekteyiz. İslâmî değerleri öteleyen ve Batılı değerlere göre yetiştirilen insanlar bugün bencil ve sadece kendi nefsini düşünen, kendi dışındaki mazlum insanları ve toplumları görmeyen bir haldeler.
Eğitim ailede başlar ve kişilikler ailenin verdiği eğitimle oluşur. Hatta ilk dini yönelimler ailenin etkisiyle şekillenir.Ebu Hureyreradıyallahuanh’ın rivayet ettiği meşhur hadis, tam da bu gerçeğe dikkat çeker. Hadisin bildirdiğine göre, Efendimiz aleyhissalâtu vesselam bir keresinde “Her çocuk fıtrat üzerine doğar” buyurduktan sonra, bu sözünü teyid için ashâbına “Şu âyeti okuyun” demiş ve Rûmsûresinin 30. âyetini okumuştur. “Her çocuk fıtrat üzere doğar” buyuran kudsî nebinin âyeti okuduktan sonra söylediği söz ise şu şekildedir: “Çocuğu anne ve babası Yahudileştirir veya Hıristiyanlaştırır veya Mecusîleştirir. Tıpkı hayvanın doğurunca, azaları tam olarak yavru doğurması gibi. Siz kesmezden önce, kulağı kesik olarak doğmuş hayvana rastlar mısınız?” (Buhârî, Cenâiz 80, 93; Müslim, Kader 22; Muvatta, Cenâiz. 52; Tirmizî, Kader 5; Ebu Dâvud, Sünnet 18.)
Ancak İslam’dan, dinlerinden kopuk olarak yetişmiş/yetiştirilmiş anne-babalarımız da bizleri, çocuklarını maalesef İslam terbiyesi üzerine yetiştirmekten çok uzaktalar. Belirli bir yaştan sonra çocuk eğitimine aileyle birlikte devam eden öğretmenlerimizin de maalesef olumlu bir katkıları yoktur. Tabi burada kendini fedakâr bir şekilde eğitime adayan, öğrencilerini kendi çocuklarından ayırmayan öğretmen kardeşlerimizi, hocalarımızı da takdir etmek ve diğer kitleden ayırt etmek gerekir.
İşte bu kadar önemli olan ve toplumu inşaa eden, toplumun aslında bir nüvesi olan “aile” önümüzdeki ayda Ankara’da yapılacak bir sempozyumda ele alınacak. Medeniyet Vakfı tarafından 17-18 Mayısta yapılacak Sempozyumda çok değerli ilim adamları, akademisyenler ve araştırmacı yazarlar detaylı sunumlar gerçekleştirecekler. Sempozyumun Türkiye’de bu alana önemli katkılar sağlayacağını ümid ediyor ve herkesi bu sempozyumu takip etmeye çağırıyoruz.
Dergimizin bu sayısında da aile, çocuk eğitimi ve kadın üzerine çok güzel yazılar var. Tabi aynı zamanda günceli anlatan yorumlayan yazılarımız da sizlerin istifadesine sunulmuş durumda.
Sizleri dergimizle başbaşa bırakırken içinde İslamınhakim olduğu ve çocuklarımızın İslam ahlakıyla yetiştirildiği aileleri bizlere nasb etmesini Rabbimizden niyaz ederiz.