Arşiv Yazarlar

Müslüman Kardeşlerin İslamı Hayata Hâkim Kılma Mücadelesi

Müslüman Kardeşlerin İslamı Hayata Hâkim Kılma Mücadelesi[1]

Halil İbrahim Gergin

بسماللهالرحمنالرحیم

Hamd, alemlerin Rabbi Allah azze ve celleye, salat ve selam Allah’ın alemlere rahmet olarak gönderdiği resulüne, onun aile halkına, bütün ashabına ve daveti günümüze kadar taşımış olan ve kıyamete kadar taşıyacak olan bütün davet erlerine ve bu uğurda mürekkep ve kan akıtmış bütün muvahhidlerin üzerine olsun.

Yüce Allah Al-i İmran suresi 179. Ayet-i kerimesinde ‘’Allah müminleri içinde bulunduğumuz hal üzere bırakacak değildir’’ buyurmaktadır. Resulullah (s.a.v) da konumuzla çok yakından irtibatı bulunan bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: ‘’Şüphesiz Allah bu ümmete her yüz yıl başında dinini yenileyecek kimse(ler) gönderecektir.’’[2]

Yukarıda belirttiğimiz ayet ve hadis bağlamında ve onu gören ve bilen alimlerin şahitliği ile İmam Hasan El Benna’nın (rhm) geçtiğimiz yüzyılda başlattığı tecdit hareketi ile İslami mücadeleye getirdiği yeni bir soluk ile hicri 14. Asrın müceddidlerinin başında geldiğini kabul ediyoruz. Bunu ve yaptığı mücadeleyi, ortaya koyduğu yapıyı tekrar tekrar okumalı, fayda bulacağımız yerleri tefekkür etmeliyiz. Bu yazının kaleme alınış sebebi de budur.

İmam Hasan El Benna hadis alimi bir babanın riyasetinde nebevi bir atmosferde büyümüştür. Aldığı terbiye ve eğitim ile çocuk yaşlardan itibaren kendisine, ailesine ve çevresine faydalı işler yapmış. Faydasız işlerle uğraşan günaha giren insanları ise her dem nezaket ile gizlice uyarmıştır. Bu ulvi niyetlerle gençlik dönemlerinde birçok davet, tebliğ ve ahlak cemiyetinin yönetiminde bulunmuş veya katılmıştır. Üniversite yıllarında Darul Ulum’da okumakta iken Ezher ve Darul Ulum öğrencilerini örgütleyerek davet ve irşat heyetleri kurmuştur. Bu gruplar önce mescidlerde, sonra da kahvehanelerde ve genel toplantılarda irşadda bulunmuş, daha sonraları önemli şehirlerde, kasabalarda, köylerde irşadda bulunmuşlardır. Amerikalı yazar Robert Jackson, Hasan el-Benna er-Reculu’l Kur’ani adlı kitabında, Hasan el-Benna’nın on beş yılda, bin köyden fazlasını ziyaret ettiğini, birçok köyü defalarca ziyaret ettiğini söylemiştir. Bir başkası ise, davetini yaymak için üç bin köyü ziyaret ettiğini söylemiştir.[3]

Yine aynı yıllarda yeniden öze dönüş, ümmeti ayağa kaldırmak için çeşitli alimlerle ve Ezher şeyhleri ile görüşmüş. Ama onların genelinin sadece kendi dertleri ile ilgilendiği görünce, istediği sonucu alamayınca içi yanmış, bir görüşmede şu şekilde sitem etmiştir: “…Ben bu halkı kahvehanelerden tanırım, camilerden tanırım, sokaklardan tanırım. Bu halkın iman ile dolu olduğunu gördüm ancak ateist ile ahlaksızların da etkisiyle bu gücünün ihmal edildiğini düşünüyorum. Bu halkın gazete ile dergilerinin de gafletlerini arttırmaktan başka herhangi bir işlevi ve değeri yoktur. Siz halkın içindeki bu imani gücü uyandırıp harekete geçirirseniz bunların hepsi de geri çekilecektir. Üstatlarım! Şayet Allah için çalışmak istemezseniz dünyanız ve ekmeğiniz için çalışın! Zira bu ümmetin içinden İslam kaybolacak olursa Ezher de Alimler de yok olacaktır…’’[4]

Üniversite yıllarında hedeflerini belirleyip bu uğurda gecesine gündüzüne katan İmam, öğretmen olarak atandığı İsmailiyye’de büyük bir iştiyak ve gayretle davet çalışmalarına başlamıştır. Çünkü o “…Her Müslümanın ödevinin dünyayı İslam Dini’nin kurallarına göre eğitmek olduğuna inanıyorum. Ömrüm boyunca bu dava yolunda çalışacağıma ve bu uğurda varımı yoğumu feda edeceğime söz veriyorum’’ diye açıklamıştı hedefini[5] Üstad el-Benna 1927-1932 yılları arasındaki yıllarını İsmailiyye’de geçirdi. İsmailiyye’de kaldığı birinci yılın sonunda İhvan-ı Müslimin cemaatini kurdu. Onlar gençleri özel bir eğitim metodu ile yetiştiriyorlardı kurdukları Tehzib Okulunda (Ahlak Disiplini Okulu). Programın müfredatında Kuran tilaveti, bazı ayet ve süreleri ezberleme, Öğrencilerin ilmi ve akli seviyelerine uygun tefsirler yapma vardı ve buna ek olarak hadis ezbeliyor ve hadis şerhlerini işliyorlardı. Bununla beraber Akaid, fıkıh, selefi salihinin hayatları ve siyer görüyorlardı. Maddi ve Ruhi olgunluk sağlamak üzere İslam tarihini basite indirgeyerek öğretiyorlardı. Hitabeti güzel davetçi kimliğine haiz olanları ilmi esaslara uygun olarak öğretiyor, şiir ve nesir ezberletiyor, davet konusunda eğitiyorlardı. Uygulamalı olarak da bu konuda ders vermelerini, sunum yapmalarını sağlıyorlardı. Ve bu program (minhaç) üzerine, 1927-1928 öğretim yılının sonunda sayıları 70 ve üzerini bulan İhvanın ilk topluluğunu yetiştirdiler.’’[6]

Gençlere önem veren İmam, onlardan 40 kişilik gruplar oluşturuyor, her seferinde bu 40 kişilik gruplardan üç tane oluşturuyor, onlarla kırk haftalık özel bir program uyguluyordu, haftada bir gün bir araya geldikleri ve sabaha kadar beraber kaldıkları Müslüman Kardeşler Genel Merkezinde. Üstad Kuran tilavetine çok ehemmiyet veriyor, zikri dillerden düşürmemeyi tavsiye ediyordu. Kardeşler cemiyeti içinde belli seviyeye gelen kardeşlere ise Kuran taşımak, günlük bir cüz okumak ve günlük yapılacak zikirleri asla terk etmemek görev olarak veriliyordu. İmam yeni açılan şubelere atadığı başkanları en çok Kuran bilenler içinden seçiyordu. Bu da Kuran’a verdiği önemi bize bir kez daha gösteriyor. Zira o öyle bir nesil yetiştirmek istiyordu ki geceleri abid gündüzleri mücahid. Bu şekilde yetiştirilecek fertlerin insanlığın imdadına yetişeceğine inanıyor ve onlara unutulan İslam’ı anlatıyordu: ‘’İslam hayatın bütün olguları hakkında söz söyleyebilen geniş ve ihatalı bir nizamdır. İslam samimi bir iman ve sahih ibadetler manzumesi olduğu kadar devlet ve vatandır, hükümet ve millettir, güç ve ümmettir, rahmet ve adalettir, kültür ve kanundur, ilim ve yargıdır, varlık ve servettir, kazanç ve zenginliktir, cihad ve davettir, ordu ve fikirdir. Ayrıca Kur’an-ı Kerim ve sahih sünnet, İslam ahkâmını öğrenme konusunda vazgeçilmez iki kaynaktır. Allah’ın ve Resulünün sözleri dışındaki sözler kabul veya reddedilir. İnsanların sözleri Allah ve Resulünün sözlerine uyduğu müddetçe değerlidir.’’[7] dedi Üstad ve bu şuurla yetiştirdi gençleri.

Üstadın İsmailiyye’deki bereketli çalışmalarının ardından Genel Merkezin Kahire’ye taşınmasının ardından davet çalışmaları daha da yoğunlaştı. Bu çalışmaların bazıları şunlardır. Evlerde ve camilerde ders ve konferans verilmesi; çeşitli kitap ve risalelerin yayınlanması; Kahire’de şubeler açılması, bölgedeki şubelerin artırılması ve dışarıdaki şubelere yaygınlık kazandırılması; bedeb eğitimi ve izci örgütleriin düzenlenmesi; Öğrenciler Kısmı’nın kurulması; yıllık kongrelerin yapılması; İslami günlerin ihya edilmesine katkıda bulunulması; İslami-ulusal davaların ve özellikle Filistin davasının desteklenmesi; misyonerlik hareketine karşı koyma gibi İslami çabalara katkıda bulunulması, İslami açıdan kusurları bulunan hükümetlere karşı çıkılması, bunların İslami usullere çağrılması, bu alanlarda teknik incelemelerin yapılması için kurulların oluşturulması…[8]

Müslüman Kardeşler Cemaatinin görüşleri Şehid İmam Hasal el-Benna tarafından doğrudan doğruya gündelik hayatın pratikleri üzerine inşa edildi. Bu yönüyle kendisinden önceki İslamcı hareketlerin hepsinden farklıdır. İhvan hareketi; esnafla, tekkelerle, tüccarlarla, öğretmenlerle, köylülerle hasılı emperyalizmin, yenilginin, bitkinliğin, umutsuzluğun, maduniyetin ve fakirliğin acı bir şekilde yaşandığı, hissedildiği ve düşünüldüğü bütün halk kesimleriyle teşkilatlı bir şekilde başladı. Münhasır bir fikri hareket değildir. Bu yönüyle kendisinden önceki veya kendisiyle çağdaş olan İslami harekelerden farklıdır. Çünkü bu hareketlerin hepsi ya teorik düzeydeydi ya da resmiydi, devlet faaliyetiydi. İhvanın özgünlüğü tabandan başlayan bir hareket olmasındandır. Bundan dolayı hareket geleneksel İslami kurumları ve yaşantı biçimlerini de İslami bir varoluş mücadelesi adına faal hale getirmiştir. Mısır’da geleneksel İslami eğitim teknikleriyle öğretime devam eden Ezher Üniversitesi camiasını, Mısır’daki tekke ve zaviye müritlerini, Batı tarzı okullarda eğitim gören öğrencileri ve öğretmenleri bünyesinde toplayabilmiştir. Türkiye’de tartışılan alaylı-mektepli tartışmasıyla ilgili kesimleri, karşıt gruplar olmaktan çıkartmış, ortak bir ruhun temsilcisi haline getirmeye çalışmıştır. İhvanın teorik altyapıdan ziyade ameli altyapısı daha güçlüdür.[9]

Müslüman Kardeşler Cemaatinin davetinin en önemli özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz: 1) Müslüman ümmetin tek bir görüş altında olması ve söz konusu görüşe hakim olması için çalışılması. 2) Kitaba ve sünnete dönmek ve her söylemin ona dönmesi. 3) Kapsam: “Başlangıç-Vesile-Zaman-Mekan’’. 4) Orta yol ve adelet. 5) Herhangi bir mezhep ve imam hususunda mataassıp olmamak. 6) Usulde birleşmek, füruda özür kabul etmek. 7) Gerçekçilik ve tedricilik. 8) Hoşgörülülük. 9) Ümmetin sorunları hakkında görüş açıklama (Kadın, Gayri Müslim, Batı…) 10) İnsani ilişkiler içinde olmak. 11) İmani meselelerle ilgilenmek. 12) Toplumun hizmet meseleleriyle ilgilenmek. 13) Tarihin derinliklerinden istifade etmek ve onunla geleceğe yol almak. 14) Umut ruhunu ekmek.[10]

Halka hizmet yönüne gelince cemaat ilk çıkışından itibaren Müslüman’ın hayatının amacına önem vermiştir. Eğitim alanında: Kreş ve okulların tüm merhalelerinin açılması, Kuran’ı hıfz etme enstitüleri, okuma yazma kursları açma ve Ümmetin istikbalini açıklayacak konferanslar düzenlemeye önem vermiştir. Sağlıkta: Sağlık ocakları ve hastanelerin açılmasına, insani veya hayvanlarla alakalı konvoylar düzenleyerek kan bağışına teşvik etmeye önem verilmiştir. Toplumsal alanda ise: Yetim ve fakirleri gözetmeye, fakir genç kızları evlendirip, toplu evlendirme merasimleri yapmaya, yaşlıların gözetimine, engellilerin gözetimine, zekat ve sadaka dağıtmaya, fakir bayanlara iş imkanı bulmaya, fakirlerin ev yapımında yardımcı olmaya, ihtiyaç sahiplerine ödünç vermeye, toplumsal fesatlarla savaşmaya önem verilmiştir.[11]

Müslüman Kardeşlerin daveti kendisiyle çağdaş olan birçok davet metodu ve hareketlerden şu yönleriyle farklılık arz eder: 1) İhtilaflı konulardan uzak kalma. 2) Eşraftan ve halktan ileri gelen despotlardan uzaklık. 3) Siyasi partiler ve gayri İslami kuruluşlardan uzaklık. 4) İleri merhalelere doğru yavaş ve tedrici olarak yapılanmak. 5) Fikren, ilmen ve iktisaden yapıcı ve üretken olmayı, propaganda ve kuru iddialara tercih etmek. 6) Gençlerin İslam’a davetine şiddetle önem vermek. 7) Köy ve kırsal kesimlerde çok süratli bir şekilde yayılım göstermek.[12]

Müslüman Kardeşler cemaati yüz yıla yaklaşan geçmişiyle, doğrusuyla yanlışıyla 15 asırlık Müslümanlar tarihi içerisinde geçtiğimiz yüz yıla damgasını vurmuş etkileri hala devam eden büyük bir yapıdır. Hakkında yazılması gereken çok yazı, düşünülmesi gereken çok yönü vardır. Cemaat hakkında az da olsa bilgi sunabildiğimiz bu yazımızdan ilk olarak kendim fayda bulmayı umarak sizler içinde faydalı olunmasını temenni ederim. Sözlerimizin sonu Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamd etmektir.

 

[1] 09.04.2021 Cuma tarihinde gerçekleşen “Müslüman Kardeşleri Hatırlamak” isimli panelde sunulan tebliğin özet metnidir.

[2] Ebu Davud, Sünen, 4293; Elbani, Hadis ile ilgili olarak Silsiletu’l Ehadisi’s Sahiha, 599’da ve Sahihu’l Camii’s-Sağir, 1874’te bu hadisin sahih olduğunu belirtmektedir.

[3] Ebu Faris, Muhammed Abdulkadir, Şehit İmam Hasan el-Benna Hayatı ve Kişiliği, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.186

[4] Ebu Faris, Muhammed Abdulkadir, Şehit İmam Hasan el-Benna Hayatı ve Kişiliği, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.150

[5] Kaçar, Ali, Hasan el-Benna Döneminde İhvan, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.314

[6] Ebu Faris, Muhammed Abdulkadir, Şehit İmam Hasan el-Benna Hayatı ve Kişiliği, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.160

[7] Ağırman, Mustafa, Hz. Peygamber’ in Davet Metodu ve Bunun Hasan el-Benna’ nın Davet Metoduna Etkisi, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.517

[8] Kaçar, Ali, Hasan el-Benna Döneminde İhvan, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.307

[9] Duran, Hacı, Müslüman Kardeşler Cemaati Üzerine Sosyolojik Bir Okuma, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt II, s.478

[10] el-Şerif, Abdulhalik Hasan, Müslüman Kardeşler Açısından Davetin Kimliği, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.572

[11] el-Şerif, Abdulhalik Hasan, Müslüman Kardeşler Açısından Davetin Kimliği, Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler Uluslararası Sempozyum: 5-6 Mayıs 2012, Ankara, 2012, cilt I, s.604

[12] Mahmud, A. Abdulhalim, Müslüman Kardeşlerde Eğitim Metodu, İstanbul, Nebevi Hayat Yayınları, 2017, s.114

Exit mobile version