Arşiv Yazarlar

Hayır! Bay Zelensky, Bir İsrail’e Daha Tahammülümüz Yok!

Ukrayna liderinin, ülkesinin savaştan sonra “kendine has büyük bir İsrail” olacağına dair son açıklaması, açık bir eleştiriyi hak ediyor.
El Cezire’nin genişliğine ve etkisine sahip bir haber kuruluşu için yazmanın avantajlarından biri, önemli görevlerde olan önemli kişilerin yazılarınızı okuyabilmesidir. Kim ve ne hakkında yazdığımı bilen herkes bilir ki, bu sütunu; cumhurbaşkanları, başbakanlar, krallar veya kraliçeler gibi önemli kişilere hitap etmek için kullanmıyorum. Genel bir kural olarak, diğer yazarların unuttuğu insanlar hakkında yazdığımı düşünmek hoşuma gidiyor. Sessiz, büyük ölçüde anonim hayatlar yaşayan insanlar hakkında yazıyorum. Başlarına bir şey geldiğinde, –genellikle kötü– sizin dikkatinizi o insan üzerine çekmeye çalışıyorum. El Cezire için bir köşe yazısı yazma ayrıcalığı, bunu yapmanıza yardımcı oluyor. Bununla birlikte koşullar, beni mecbur bıraktığında, önemli bir görevde olan önemli bir kişiye hitaben bir köşe yazısı yazmamı gerektiren zamanlar da vardır. Bunu yaparken de yine gündemimde, unutulan ve anonim hayatlar yaşayan insanlar var.
Sanırım bu da o zamanlardan biri.
Ukraynalıların 55 korkunç gün boyunca göğüs germek zorunda kaldıkları dehşeti, ben de sizin gibi izledim. Belki sizin gibi ben de Başkan Volodymyr Zelensky’nin bir ulusun haklı direnişini anlatışındaki belagat ve cesaretinden etkilendim. Fakat bir cumhurbaşkanına veya başbakana ne kadar hayran olursak olalım, Başkan Zelensky de dâhil olmak üzere herhangi bir lidere bir aziz gibi davranmanın, duygusal cazibesine kapılmamak gerekir. Bir komedyen olarak önceki kariyeri göz önüne alındığında, Başkan Zelensky’nin bu durumu, çoğundan daha iyi anladığına ve kendini kutsayanlara karşı çıkacağına inanıyorum. Bu nedenle, Başkan Zelensky’nin bizde soğuk duş etkisi yapan ve açık eleştiriyi hak eden son sözlerine dikkat çekmem gerekiyor.
Yirmi Mart’ta Cumhurbaşkanı Zelensky, Kiev’den video konferans yoluyla İsrail Knesset ve İsraillilere bir konuşma yaptı. Konuşmasına, Ukrayna ve İsrail’in kaderlerinin ve tarihlerinin “iç içe geçmiş” olduğu konusuna vurgu yaparak başladı. Zelensky, konuşmasına şöyle devam etti: “Hikâyelerimizin ne kadar iç içe olduğu konusunda size ekstra açıklama yapma gereği duymuyorum. Geçmişte ve şimdi, bu korkunç zamanda Ukraynalılar ve Yahudiler farklı ülkelerde ve tamamen farklı koşullardayız. Ama hem bizim hem de sizin için tehdit aynı; halkın, devletin, kültürün tamamen yok edilmesi” dedi.
Middle East Eye’da yazan Filistinli akademisyen ve yazar Asad Ghanem, Başkan Zelensky’nin bahsettiği tarihsel paralelliğe, hak ettiği açık ve net yanıtı verdi. Profesör Ghanem, yazısında Zelensky’e hitaben, “İsrail Knesset’i önündeki son konuşmanız, özellikle Filistin halkının özgürlük ve kurtuluşu için küresel mücadeleler düşünülürse, tam bir rezaletti. İşgalci ve işgal edilen rollerini tersine çevirdiniz, davanızın haklı olduğunu ispatlamak için büyük bir fırsatı kaçırdınız” dedi.
Daha sonra Profesör Ghanem, Başkan Zelensky’e kulak vermesinin iyi olacağı keskin bir tarih dersi verdi: “Filistin’in işgale, baskıya, cinayetlere, ırk ayrımcılığına ve yerinden edilmeye karşı meşru mücadelesine yönelik bariz çifte standartlarınızdan da endişeliyim. İsrail’in yetmiş yıldan fazla bir süredir halkıma karşı uyguladığı suçları görmezden gelecek en son kişi siz olmalıydınız.”
Başkan Zelensky’nin evrensel insan haklarına yönelik şeffaf “çifte standart” açıklamaları, Profesör Ghanem’in de işaret ettiği gibi, onun “İsrail işgalini desteklemek için kamusal pozisyon almasına” evrildi.
Ukrayna 2020’de, İsrail işgali altında hapsedilen Filistinlilerin haklarını korumaya çalışan küçük bir kuruluş olan Filistin Halkının Evrensel Haklarının Kullanılması kuruluşuna ait Birleşmiş Milletler Komitesinden ayrıldı. Bu ayrılık girişimi, İsrail dışişleri bakanlığının baş döndürücü onayını kazandı. Bildirildiğine göre Başkan Zelensky, Ukrayna’nın Birleşmiş Milletler Komitesinden aniden ayrılmasına “yetki verdi”. Böylece hümanist kimliğine açık bir tezat teşkil eden Başkan Zelensky, İsrail defalarca kuşatılmış ve silahsız Filistinlilere -karadan, denizden ve havadan- ölümcül istilalar ve savaşlar yürütürken, ezilenlerden çok zalimin yanında yer aldı.
Tüm bunlara rağmen İsrail, Ukrayna’ya silah yardımı yapmadı ve Rusya ile de ilişkilerini devam ettirdi. İsrail, “jeopolitik çıkarlarını” Ukrayna halkının kurtulması için feda edemedi. Zelensky ise geç de olsa politikanın ve emperyalizmin yazılı olmayan kurallarını öğrendi. Ayrıca Başkan Zelensky, şimdiye kadar, Ukrayna ve İsrail’i bağladığı iddia edilen atalardan kalma bağların, tarihsel revizyonizmi kadar zayıf olduğunu öğrendi.
İsrail’in Rusya’ya karşı yaptırım uygulamayı reddetmesine gelince, Başkan Zelensky, İsrail’in ve Londra, Washington DC, Paris ve Ottawa’daki konfederasyonlarının, kimi çarmıha germek için çok fazla zaman, enerji ve para harcadığını unutmuş görünüyor.
İsrail yaptırım yapmayacak Başkan Zelensky; çünkü bu, İsrail’in aynı zamanda A ülkesi B ülkesini işgal ettiğinde “uluslararası toplum” tarafından yaptırımların uygulanması gerektiğini kabul etmesi anlamına gelir. Dolayısıyla birileri çıkıp “ama sen de Filistin’i işgal ediyorsun” diyebilir.
İsrail’in Kiev’e olan hayali bağlılıklarına dair aptalca fikirlere inatla bağlı olan Cumhurbaşkanı Zelensky, Nisan ayı başlarında gazetecilere verdiği demeçte, savaş sonrası Ukrayna’nın “büyük bir İsrail”e benzeyeceğini söyledi. Zelensky, “Kendine has bir ‘Büyük İsrail’ olacağız. Sinemalarda, süpermarketlerde elinde silahla gezen Silahlı Kuvvetler veya Ulusal Muhafız temsilcilerimiz olursa şaşırmayın. Güvenlik sorununun önümüzdeki 10 yıl için bir numaralı sorun olacağından eminim” dedi.
Avrupa Birliği’nin ne tasavvur ettiğini bilmiyorum; ancak İsrail’den sonra Avrupa’nın doğu ucunda modellenen başka bir vahşi güvenlik devleti olasılığı, şimdiye kadar Zelensky’i öven, sayısız Avrupalı için hoş bir haber değil.
Tekrar söylüyorum Başkan Zelensky, bir İsrail’e daha tahammülümüz yok!
Andrew Mitrovica,
Al Jazeera,
19.04.2022
Çeviren: İsmail Ceylan

Exit mobile version