Belén Fernández, Al Jazeera, 13.07.2023 Çeviren: İsmail Ceylan
Filistinliler için Gazze bir direniş sembolüdür. İsrail için ise Gazze, direnişi kırmak için kolay bir hedef.
Filistinli aktör-yönetmen Mohammad Bakri’nin o yıl işgal altındaki Batı Şeria’daki Cenin mülteci kampına yönelik İsrail askeri saldırısını konu alan 2002 belgeseli Jenin’de, Jenin’in başkahramanlarından biri, kahverengi kakülleri ve solmuş gözleri olan genç bir Filistinli kız baş rolde yer alıyor.
Elli iki Filistinliyi öldüren saldırının enkazı arasında okul üniformasını bularak yemin ediyor: “Pes etmeyeceğiz. Evet, her şeyi mahvettiler ama biz yeniden inşa edeceğiz.” Ayrıca şu uyarıda bulunuyor: “Çocuk sahibi olmaya devam edeceğiz. Her zamankinden daha güçlü ve cesur olacaklar.”
O günden bu güne, 21 yıl geçmesine rağmen Cenin bir kez daha İsrail’in yok edici saldırısına maruz kalıyor.
19 Haziran’da İsrail savaş helikopterleri, sözde bir tutuklama operasyonunun parçası olarak kampa çok sayıda füze attı. Bu saldırı, Sadeel Naghniyeh adlı 15 yaşındaki bir kız da dahil olmak üzere beş Filistinlinin ölümüyle sonuçlandı.
Ardından Temmuz ayı başlarında, 2002’den beri Batı Şeria’ya düzenlenen en vahşi saldırıda, İsrail silahlı kuvvetleri Cenin sakinlerine iki gün boyunca saldırdı ve aralarında çocukların da bulunduğu en az 12 kişiyi öldürdü. Büyük hava ve kara saldırısında helikopter savaş gemileri, füzeler, dronlar, zırhlı araçlar, buldozerler ve 1.000’den fazla İsrail askeri yer aldı.
Filistinliler yeniden inşa etmeye ve var olmaya devam ettiklerinde hep böyle oluyor. Al Jazeera, kanlı saldırıdan çıkarılacak sonuç hakkında kampta yaşayan 56 yaşındaki Ahmed Abu Hweileh’den alıntı yaptı: “Dünyaya ve işgale vereceğimiz mesaj, tüm saldırılara rağmen bu kampın yaşamaya devam edeceğidir. Onu yok etmeye çalıştılar ve fakat bu durum onu daha da güçlendirdi.”
İsrail’in Cenin’deki son davranışları – ve özellikle de yıllardır ilk kez Batı Şeria’ya ani hava saldırıları düzenlemesi – İsrail’in Filistin direnişinin sembolü olan Gazze Şeridi’ndeki saldırı yöntemlerini tekrar akla getiriyor.
Gazze, işgal devletinin saldırı tarzının ayrıntılarını gayet iyi biliyor: Binalar bir çırpıda yok edildi; askeri operasyonlarda on binlerce insan katledildi; hastaneler, enerji santralleri ve diğer kritik altyapı hasar gördü veya yok edildi.
Mayıs 2021’de, koronavirüs pandemisinin ortasında, bir İsrail hava saldırısı, 67’si çocuk olmak üzere yaklaşık 260 kişinin ölümüne yol açtı ve 11 günlük saldırıda Gazze’nin tek COVID-19 test ve aşılama merkezi yerle bir oldu.
Cenin, 2002’den bu yana İsrail vahşetinden neredeyse muaf tutulmuş olsa da, Gazze’deki katliamlardan o da nasibini aldı. Geçen yıl El Cezire muhabiri Shireen Abu Akleh’in kampa düzenlenen bir İsrail askeri baskınını takip ederken bir asker tarafından başından vurularak öldürülmesini hatırlayın.
Ancak İsrail’in son saldırılarıyla birlikte, Cenin’deki Filistinliler, kapalı ve yoğun nüfuslu alanlarda hava saldırısı terörüyle yeniden tanışıyor. Gazze’de olduğu gibi, zaten mülteci olan insanların hava bombardımanı nedeniyle yeniden yerlerinden edilmesinden bahsediyoruz.
48 saatlik Temmuz baskını nedeniyle Cenin’de binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı; Birleşmiş Milletler’e göre, çoğu oturulamaz hale gelen yaklaşık 900 ev hasar gördü. BM ayrıca İsrail’in Cenin’e “yolları parçalayan ağır makineler” konuşlandırmasının yaklaşık 8 kilometre (5 mil) su borusunun ve 3 kilometre (1.8 mil) kanalizasyon hattının tahrip olmasına neden olduğunu tespit etti.
İsrailli yetkililerin her an tekrarlanabileceğini vurguladıkları Temmuz olayının ardından, gözlemciler İsrail’in Cenin’e yönelik yeni yaklaşımı ile Gazze’deki “çimleri biçme” şeklindeki eski stratejisi arasında giderek daha fazla paralellik kuruyorlar.
Washington Post’un Mayıs 2021’de belirttiği gibi – yukarıda bahsedilen 67 çocuğun çim biçme makinesinden geçtiği 11 günlük operasyon sırasında – çim biçme terminolojisi “Gazze Şeridi’ndeki Filistinli militanlar ve onların ev yapımı silah tedarikinin, kesilmesi gereken yabani otlara benzediğini” ima ediyor.
Aynı sıralarda, Kudüs Stratejik Araştırmalar Enstitüsü’nün başkan yardımcısı David M Weinberg, Kudüs Postası için bir yazı kaleme aldı ve stratejinin etkililiğini övdü çünkü çim biçme olmadığında “otlar vahşice büyür ve yılanlar çalıların arasında kaymaya başlar”dedi.
Elbette bu, Siyonistlerin Filistinlileri yılana benzetmeye kalkıştığı ilk olay değildi. 2014’te Gazze’de 551’i çocuk olmak üzere 2.251 Filistinlinin katledildiği 51 günlük çim biçme operasyonu olan Koruyucu Hat Operasyonu öncesinde, zamanın İsrailli parlamenter Ayelet Shaked Facebook’ta Filistinli savaşçıların annelerinin de ortadan kaldırılmasını öneren bir makale yayınladı.
Şimdilik, İsrail’in Cenin’e yönelik yeni yaklaşımının sonunda Gazze benzeri bir kuşatmaya yol açıp açmayacağını göreceğiz – İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun mülteci kampını “terörist yuvası” olarak damgalaması, kuşatma olacağı yönünde güçlü bir işaret.
Bakri’nin, Cenin’i yeniden inşa etme ve direnme sözü veren kahverengi kaküllü kız öğrenci konulu belgeselini tekrar hatırladık. 2002’de kampta tanık olduğu “cesetler, harabe evler ve tarif edilemez vahşet”ten bahseden genç kız, İsrail ile “asla barışmayacağına” söz verdi.
Yaşının ötesinde bir farkındalıkla başını sallayarak, “Bunca vahşetten sonra yaşasam ne olacak? Hayallerimi yıktıktan sonra bana söyleyecekleri ne kaldı?” dedi.
Cenin katliamından 21 yıl sonra, İsrail için asıl meselenin asla barış olmadığı artık her zamankinden daha aşikar.
————————————————–0—————————————————