• Genç Birikim

    Atatürk Diyor ki: Ben Bir Diktatörüm

    - 10 Kasım 2013

Yılmaz Bilgen

Yarın 10 Kasım.

Diktatörün ölüm yıldönümü

Kemalistler ve gerçeklerden mahrum bırakılan yığınlar yarın sabah saat 9’u 5 geçe hiç bir mana ifade etmeyen klakson gürültüleri eşliğinde kutsiyeti kendisinden menkul bir saygı duruşunda bulunacak.

Peki bu saygı kime?

Ben diktatörüm diyen M.Kemal’e

Elbette bir diktatörü sevmekte sevicileri için bir haktır. Ancak önce bahse konu şahsın durumunu gizlemeden ve eğip bükmeden gerçekleri söyleyerek yapılmalı bu kutlu! saygı duruşları.

Tescilli bir mürteci olarak elbette ‘M.Kemal diktatör’ dememiz anlam ifade etmeyecektir. Onun içinde ‘Zat’ın en yakınlarının şehadetiyle delillendirelim iddiamızı.

İlk alıntımız Kemalistlerin en muteber kaynaklarından Enver Behnan Şapolyo’ya ait:

Ben bir diktatörüm; fakat benim hayatımı tetkik edenler görürler ki, ben Mısır firavunları gibi şahsıma mezar yaptırmak için kırbaçlar altında insanları sürmedim. (Enver Behnan Şapolyo, Atatürk ve Millî Mücadele Tarihi, s. 304)

İkinci alıntımız ise M.Kemal’in her daim yanında olmuş emekli paşalardan ve Meclis Başkanlığı’da dahil bir çok kritik görevde bulunmuş Kazım Özalp’in bir fiil Gazi’den duydukları:

-Biz meclisimizde tek partiyle bir diktatör idaresi izlenimi vermekteyiz. Bize bakan batılılar bu memleketteki idare tarzı parti diktatoryasıdır’ derler… (Kazım Özalp, Atatürk ve Cumhuriyet. Milliyet Gazetesi. Yıl 14, Sayı 4819, 3 Kasım 1963, s.5)

Ve bir diğer alıntı:

-Benim için diktatör diyorlar. Evet, ben bir diktatörüm ama kalpleri kazanarak diktatör oldum. Bunlar benim verdiğim emirleri yaparlar. Benden ne diye korksunlar? ( Mahmut Esat bozkurt Atatürk ihtilali. Kitap Yurdu Yayınları 2005. Sf 137)

Bu minvalde bizzat M.Kemal’e ait onlarca söz arasında en çarpıcı olanlarından biriside Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’sın da geçendir:

‘Kuvvetler birliği üzerine yapılan ilk anayasa tartışmaları ağır olmuştu. Bir hukukçu M.Kemal’e: “Sizin kurmak istediğiniz sistem hiçbir hukuk sisteminde yoktur” demesi üzerine M. Kemal: ‘Uygulanıp denemeden geçen işler prensip, kaide haline gelirler. Ben yapayım, siz kitaba yazarsınız’ (Falih Rıfkı Atay Çankaya s.f.328.)

Şevket Süreyya’nın Tek Adam isimli eserinde ise:

-Benim takip ettiğim hattı hareket ancak kendi fikrimin mahsülüdür. (Tek Adam cilt 3, s.f. 420) diyor M.Kemal.

İhlaslı Kemalistleri hiç bir gücün yarın sergileyecekleri soylu! saygı duruşundan alıkoyamayacağı muhakkak. Onlar her daim nerde ne kadar ‘Diktatör’ var sevecekler. İsimler ve zamanlar onlar için farketmiyor, Beşşar Esed, Abdulfettah el-Sisi ve diğerleri.

Çabamız bu şahsın etrafında oluşturulan olağanüstülük kültünün hakikatlerle yüzleşmesini sağlamak. Dikta sevicilerin itikadında gedik açmaktan çok anlamsız yalanlarla kuşatılan kitlelerin bilincine gerçeğin kendisini sunmak.

Trajikomik ve ancak M.Kemal’den sadır olabilecek bir örnekle bahis ile kapatalım:

Yer: Çankaya, mekan ise meşhur sofra:

Gazi: Benim normal veya alkollü kafayla verdiğim emirler derhal yapılmalı mıdır? Nevzat bey: (Tandoğan)

-Emirleriniz kayıtsız şartsız tatbik edilir paşam.

Gazi: Neden böyle oluyor?

Nevzat Bey: Milletin mümessili, devletin reisisiniz, amiri mutlaksınız paşam.

Gazi: Hayır, benim her emrim yapılır, çünkü benden yapılamayacak emirler sadır olmaz (çıkmaz). (Asaf İlbay. Atatürk’ün Hususi Hayatı. Tan gazetesi. Yıl 1, Sayı 211, 17 Temmuz 1949 sf 2)

‘Saat 9’u 5 geçe M.Kemal’in gerçek ölüm saati değildir’ diyen M.Kemal’in Cumhurbaşkanlığı süresince yanından ayrılmayan kütüphanecisi Nuri Ulusu “Gazi hazretleri sabaha karşı 05:30’da hayata gözlerini yumdu. Ancak dönemin Başbakanı Celal Bayar’ın; ölüm saati sonraki dönemde yapılacak anmalar için sorun teşkil edecektir’ demesiyle 9’u 5 geçe olarak kayda geçirildi’’ dediğini de hatırlamakta fayda var.

HAKSÖZ HABER